Akupunktur, hem dünya sağlık örgütü (WHO) hem de sağlık bakanlığımız tarafından kabul edilmiş bir tedavidir. Akupunktur, vücudun belirli noktalarına özel iğnelerin batırılması tekniğine dayanan bir tedavi yöntemidir. Tedavinin esas amacı, beyni iğnelerle uyararak vücudun denge sistemini düzenlemektir. Zehirlenme ve acil operasyon gerektirmeyen bütün hastalıklara uygulanabilmekte ve son yıllarda sağladığı yararlar dolayısıyla olağanüstü bir ilgi görmektedir.

Akupunktur, kanser, kemik erimesi ve şeker hastalığı gibi hasalıkların tedavisinde tamamlayıcı; migren, kronik yorgunluk, stres, depresyon, ruhsal gerilim, hormon bozuklukları, cilt problemleri, boyun fıtığı, kabızlık, menier, rayno, ilerleyen işitme kaybı, farenjit vb birçok rahatsızlığın tedavisinde ise ana tedavi yöntemi olduğu belirtilmektedir. Ayrıca akupunktur uzmanları, sağlıklı insanların da yılda bir kür akupunktur tedavisi olmalarını önermektedirler; çünkü bozulan vücut dengesini düzenleyip kuvvetlendirdiği ve enerji dengesini güçlendirdiği için hem hastalık düzeyinde olmayan hafif rahatsızlıkları giderebilmekte hem de ileride oluşabilecek hastalıkları önleyebilmektedir.

Tedavide vücut bir bütün olarak ele alındığı için her hastalık için özel bir tedavi yöntemi yoktur. Hastalıkların teşhisi için modern tıbbın yöntemleri kullanılır. Teşhis edilen hastalıklarla ilgili vücudun belli noktalarına akupunktur uygulanır. Tedavi süresi hastalığın durumuna göre uzman tarafından belirlenir.

Son yıllarda otizmli, Down, C.P’li, zihinsel engelli vb. özel gereksinimli çocuklara akupunktur ve lazer akupunktur tedavisi uygulanmaktadır. Türkiye’de bu uygulamayı başarıyla gerçekleştirdiklerini belirten Dr. Hakan Özdemir, standart bir eğitimle iki yılda alınan sonucu, akupunktur desteğiyle 3 ila 6 ay içerisinde alabiliyoruz diye iddia etmektedir. Dr. Özdemir akupunkturu özel gereksinimli çocuklara uygulamalarındaki amacı ve tedavinin yararlarını şöyle özetlemektedir: Özel gereksinimli çocukların engellerinin dışında birçok ek sorunları bulunmaktadır. Klasik eğitim sadece bir yöne odaklanmaktadır, biz ise vücudu bir bütün olarak tedavi etmeye çalışıyoruz. Örneğin, klasik yöntemlerle rehablite edilen bir çocuk, normal bir gribal enfeksiyona yakalansa, vücudun dengesi yerinde değilse, meydana gelen yıkımda o güne dek alınan eğitimin büyük bir kısmı boşa gidebiliyor. Rahatsızlığı ortadan kaldırmak için antibiyotik vb ilaçlar kullanılıyor. Bu ilaçlar hastalığı baskı altına almakla birlikte bünyenin zaten sınırda olan bağışıklık sistemini tamamen yıkabiliyor. Bu çocuklarda epilepsi, alerjik, sindirim, yeme ve uyuma sorunları, hiperaktivite, beyinde oksijen ve kan dolaşımı yetersizliği, stres, depresyon, huzursuzluk vb birçok problem bulunmaktadır. Bu ek sorunlar tedavi edilmediği sürece çocuğun eğitimden yeteri kadar faydalanması beklenemez. Akupunkturla bütün bu ek rahatsızlıklar tedavi ediliyor, çocuğun hastalıklara karşı bağışıklık sistemi güçlendiriliyor, beyindeki oksijen oranı artırılıyor, kan dolaşımı hızlandırılıyor, aşırı hareketliliği ve dikkat eksikliği gideriliyor. Dolayısıyla çocuğun daha dikkatli ve kesintisiz eğitim alması sağlanıyor. Böylece çocuğa verilen eğitim daha kalıcı oluyor. Bundan dolayı alternatif tedavi metodu, bu çocukların rehabilitasyonunda olmazsa olmaz bir yöntemdir.