Doğumdan sonraki ilk saat içinde bebek, anne memesini emebilecek potansiyele sahip olmasına karşın bazı bebekler, bu sürede annesinin memesini emmemek için diretir. Bu durum karşısında kimi anneler umutsuzluğa kapılıp bir daha çocuğu emzirmek için uğraşmazken, kimi anneler de daha sonraki günlerde memeyi emebileceğini düşünerek, bebeğini mama veya şekerli suyla beslemeye başlar. Çevresinde deneyimli kişilerden destek alan anneler bu sorunu daha kolay aşabilmektedirler.
Özel gereksinimli çocuklarda birçok beslenme sorunu ortaya çıkabilmektedir. Bazı çocuklar her yemeği yerken, bazıları da oldukça seçici davranırlar. Kimi çocuk sadece bir veya birkaç yiyecek dışında başka bir şey yemeyi reddeder. Kimi çocuk ise sadece sıvı yemekleri yer, kesinlikle taneli ve katı yiyecekleri yiyemez. Kimi de ilerlemiş yaşına rağmen sıvı içecekleri sadece biberondan içer. Çok seçici olan çocukların aksine, bulduğu her şeyi yiyenler de vardır. Özellikle ağır düzeydeki çocuklar, yerde, çöpte ve başkasının elinde gördüğü her türlü yiyeceği alıp yer. Bazıları ise yenilmeyen türdeki nesneleri yer. Çocuk, eline geçen her türlü nesneyi önce ağzına götürür; eğer yiyebileceği yumuşaklıkta ise yer. Örneğin, kendi kakası, boya, çamaşır suyu, deterjan, yapıştırıcı, silgi... Böyle çocukların olduğu ortamlar çok dikkatli düzenlenmelidir. Çocuğun yiyebileceği zararlı nesneler çocuğun ulaşamayacağı (kilitli) yerlerde muhafaza edilmelidir.
Yutkunma sorunu olan ve yediği yiyecekleri çıkartan çocuklar da bulunmaktadır. Çocuğun beslenme becerilerini kazanmasını geciktiren veya güçleştiren bir takım sorunlar bulunmaktadır. Bunlar şöyle sıralanabilir:
Beslenme, çocuğun bedensel ve zihinsel gelişimi üzerinde oldukça önemlidir. Yeterli ve dengeli beslenen çocuk, normal bir büyüme seyri gösterir; gerek fiziksel gelişimi gerekse bilişsel gelişimi daha olumlu etkilenir. Aşırı beslenme şişmanlığa, dolayısıyla çeşitli hastalıklara yol açarken, yetersiz beslenme ise, zayıflığa, boy kısalığına, bağışıklık sisteminin zayıflamasına, diş sorunlarına ve zekânın olumsuz etkilenmesine yol açar. Çünkü çocuğun zeka düzeyi ne olursa olsun beslenmeden olumlu veya olumsuz etkilenir.
Normal gelişim gösteren çocuklar, büyümeye paralel olarak beslenme becerilerini kazanırlar. Fakat özel gereksinimli çocuklar, beslenme becerilerini ya daha geç edinirler, ya da öğrenememektedirler. Bu da onun yaşam boyu birilerine bağımlı olmasına yol açmaktadır. İşte özel eğitimin amaçlarından biri de bireyin sahip olması gereken beslenme becerilerini kazandırmaktır.
Yeme-içme becerileri ile ilgili öğretim yapılmadan önce çocuğun bir takım ön koşul davranışları kazanıp kazanmadığına bakılır. Çocuk bu önkoşul davranışlara sahipse öğretime başlanır, eğer sahip değilse öncelikle bu davranışlar kazandırılır. Yeme-içme becerileri öğretimi için ön koşul davranışlar şunlardır:
Yeme-içme becerileri öğretilirken en basit becerinin öğretiminden başlanır. Mümkün olduğunca doğal ortamlar tercih edilmeli ve bireysel çalışma yapılmalıdır. Öğretim çalışmaları okulda yapılacaksa yemekhane tercih edilmeli; evde ise mutfak veya yemek yenilen mekân seçilmelidir. Kullanılan araç gereçler çocuğun gereksinimine uygun olmalı ve gerçek yaşamda kullanılan araç-gereçler olmalıdır. Öğretim zamanı çocuğun yemek yeme öğünlerine denk getirilmeli ve çocuğun en sevdiği yiyeceklerle öğretim yapılmalıdır. Çocuk, yemek yeme becerilerin kazandıktan sonra genelleme çalışmalarına geçilmeli; bunun için de farklı ortamlar tercih edilmelidir. Örneğin, lokanta gibi yabancı insanların yemek yediği ortamlarda da yemek yemesi sağlanmalıdır.
Yemek yeme becerilerinin sağlıklı gelişim gösteren çocuklardaki gelişimi şöyle sıralanabilir:
6–9 ay arası
9–12 ay arası
12–15 ay arası
1.5–2 yaş arası
2–2.5 yaş arası
2.5–3 yaş arası
3–4 yaş arası
Yeme-içme becerilerinden birçoğu şöyle sıralanır:
Yukarıda sıralanan becerilerden bazılarının öğretim planları aşağıda verilecektir. Yeme-içme ile ilgili diğer becerilerinin planları da benzer yöntemle hazırlanarak öğretimde kullanılabilir.