Bana gelen sorulardan bazı anne ve babaların eğitimi en son alternatif olarak gördüğü hissine kapılıyorum. Otizm tanısı konulan çocuk için tedavi yolunu arayan ailelere (epilepsi, saldırganlık, kendini yaralama vb. sorunlar dışında saf otizm için konuşuyorum) öncelikle özel eğitime yönlenmelerini öneriyorum. Özel eğitimi, çocuğumuzu sadece bir rehabilitasyon merkezine göndermek olarak algılamamalıyız. Özel eğitim yani özel terbiye aynen evde de uygulanmalı. Burada anababalara düşen görev özel eğitimcilerle iş birliği yapmak ve merkezde yürütülen sistemi öğrenerek aynısını uygulamaktır. Daha kendini toparlayamamış anababaları yönlendirip, eğitimde işbirliğinin önemini vurgulamak da özel eğitimcilerin yüklendiği bir misyondur.
Bildiğimiz gibi otizm hakkında birçok tedavi ve terapi yöntemleri var ve bazen anababa olarak duyduğunuz olumlu ve olumsuz yorumlarla şaşırabilirsiniz. Şurasını kabul etmemiz gerekir ki, otizm geçici bir durum değildir. Kaybolmayan otizmi kontrol altına aldırmak için yapılan bu terapilerin hangi oranda yardım ettiği bugün tartışılır bir durumdadır. İşitsel Algı Yöntemi (Berard, Tomatis ve diğerleri) dahil at, yunus, duyu bütünlemesi, görsel algı, müzik terapisi ve daha bir çok yöntem adı üzerinde alternatif ve belki de tamamlayıcı diyebileceğimiz yöntemlerdir. Bugün, hiç bir yöntemin çocuğu otizmden çıkarması mümkün değildir. Öncelikle, hiç vakit kaybetmeden özel eğitime yönlenmek gerekiyor. Özel eğitime gereken önem verilmez, diğer yöntemler ön plana alınırsa bundan çocuğun geleceği büyük zarar görebilir. Eğer ailenin ekonomik durumu iyi ise tüm alternatif yöntemleri denenebilir ama bu, sadece özel eğitim alan çocuktan çok daha iyi bir duruma geleceği anlamına gelmez veya ileride iyileşeceğini garantilemez. İlerlemenin bariz olarak görülebildiği durum ancak özel eğitim için söz konusudur. Hiç eğitim almayan çocuk ile haftada 3 saat eğitim alan (aile evde kendi bildiği terbiyeyi sürdürüyorsa) çocuk arasında fazla bir fark görülemeyebilir ama hiç eğitim almayan çocukla haftada 40 saat özel eğitim alan çocuk arasında çok büyük bir fark görülür ki bu fark çocuğun önce okul hayatında kendini gösterdiği gibi ileri yaşlarda yaşamını bağımsız olarak sürdürmesinde de gözlemlenir. Amacımız da zaten çocuklarımızı kimseye bağımlı yani muhtaç olmadan yaşamlarını sürdürebilecekleri bir duruma getirilebilmektir. Bunu yapabilen tek yöntem de bugün hangi programı kullanırsak kullanalım (ister davranışcı ister TEACCH olsun) özel eğitimdir.
Geçen yazımızda yeni bir tarzda, kendi yetiştirildiğimiz tarzın dışında bir çocuk yetiştirmenin öğrenilmesi gerektiği üzerinde durmuştuk. Bugün geçen yazımızdaki düşüncelerimizi www.understandingautism.org da pekiştirebileceğimizi paylaşıyorum sizinle. Yabancı dilde olduğundan ben burada özet olarak size aktarıyorum.
‘Son 20 yılın tüm eğitim yöntemleri araştırılmış hangi eğitim kullanılırsa kullanılsın, eğitimde başarıya ulaşabilmek için 10 önemli noktanın olduğunu araştırmalar göstermiş. Eğer çocuk haftada ve yıl boyunca aralıksız 25 saat özel eğitim görüyorsa olumlu sonuçların alındığı görülüyor, deniyor. Ancak haftada 40 saat ve fazlasını bütün bir yıl boyunca (yaz tatilinde de eğitim sürecek) alan çocuklarda en yüksek oranda verim alındığı görülüyor.’
Aşağıda verilen bu 10 önemli önerinin dışında bir başka nokta da eğitimin bir ekip çalışması olduğu. Eğitimde herkesin kendine düşen bir görevi var. Eğitim bir ekip işi olup, bunu ne anababanın ne doktorun ne de özel eğitimcilerin tek başlarına yapamayacaklarını vurguluyor.
Otizm ile yeni tanışan ailelerimize bunların dışında, ilk planda dikkat etmeleri gereken noktalar olarak şunları da ekleyebiliriz:
Çocuklarınızın geleceğini düşünerek bu noktaları göz önünde tutmanızı diler, sevgilerimi sunarım…
Selvi Borazancı Persson Ph.D
Özel Eğitimci