Zihinsel engelli çocuğun erken dönemde etkileşimde bulunduğu
ve toplumsallaşmaya başladığı ilk ortam ailesidir. Her çocuğun en etkin
değişmez eğiticisi de yine anne ve babasıdır.
Aileler zihinsel engelli çocuklarının tedavisi , eğitimi ve bakımı ile ilgili
yeterli yardıma sahip değildirler. Gelişmekte olan ülkelerde ise bu bireyler
sıklıkla yardım alamazlar.
Ailede zihinsel engelli çocuğun varlığı, bir bütün olarak ailenin yapısında,
işleyişinde, aile üyelerinin rollerinde önemli değişiklikler yapabilmekte, aile
üyelerinin yaşamlarını, duygu ve düşüncelerini olumsuz yönde etkileyebilen ek
bir stres kaynağı oluşturmaktadır. Aile yaşamının doğasına bağlı olarak, zaman
zaman eşlerin evlilik ilişkisini, anne-baba-çocuk ilişkilerini ve kardeşler
arası ilişkileri de olumsuz yönde etkileyebilmektedir(Şan,2000).
Kırcaali-iftar (1997), engelli çocuğun varlığı nedeniyle ,ailede yaşanan
sorunları dokuz nedene bağlamaktadır. Bunlar aşağıda sıralanmıştır:
1. Harika çocuk hayalinin yıkılması ve bunun sonucunda ailenin çocuğu kabulde
ve duygusal bunalımı atlatmada çektiği zorluk,
2. Aile bireylerine, çocuğun kardeşlerine, yakınlarına ve çevreye çocuğun
durumunu açıklamada çekilen zorluk,
3. Çocuğun durumuna ve özelliklerine ilişkin elde edilen bilginin yetersizliği
ve tutarsızlığı,
4. Engelin yol açtığı sağlık ve davranış sorunları ile bu sorunlarla başa çıkma
çabaları bunun yanısıra, çocuğun bakımının zaman, emek, para gerektirmesi,
anne-babanın kendilerine ve diğer çocuklara kaynak ayıramaması,
5. Çocuğun gelişiminde önemli aşamaları yaşayamama ya da çok geç yaşama
Örneğin:normal gelişim gösteren kardeşlerin engelli çocuktan daha önce yürümesi
ya da konuşması vb.
6. Çocuğa karşı çevrenin gösterdiği olumsuz tutumlar, yakın çevrenin aileden
uzaklaşması,
7. Pek çok uzmanla görüşme gereği
8. En uygun eğitim ortamı bulma çabaları
9.Çocuğun geleceğine ilişkin duyulan kaygılar
Bütün bu sorunlarla karşı karşıya kalan engelli çocuğa sahip ailelerin sorunla
başa çıkma kapasitelerini ailenin büyüklüğü ve kültürel yapısı, anne-babaların
kişilik özellikleri, eşlerin birbirlerine ne ölçüde yakın ve destek oldukları,
anne-babaların evlilik uyumları, dini inanışları, yakın çevrenin ve toplumun
özellikleri, aile bireylerinin sosyo-ekonomik düzeyleri gibi değişkenler,
ayrıca çocuğun cinsiyeti, engelin türü ve derecesi, gibi faktörler
etkilemektedir. Aynı zamanda toplumun ve devletin bu çocuklara ve ailelerine
verebildiği hizmetlerle servislerin niteliği de önemli olmaktadır (Akkök
1997;Gargiulo,1985; Sucuoğlu,1997).
Ailelerin engelli çocuğun eğitiminde, gelişimde en önemli rolü olduğu kadar bu
rolü paylaştığı ve özel eğitim denince akla özel eğitime muhtaç çocuklar için
özel olarak geliştirilmiş programların özel şekilde donatılmış eğitim
ortamlarında özel eğitim görmüş personel tarafından yapılan eğitim gelmektedir.
Özel eğitimin önemli bir boyutunu özel olarak yetişmiş personel
oluşturmaktadır. Bu personel;özel eğitim öğretmeni, rehber öğretmen, sosyal
hizmet uzmanı,çocuk gelişim ve eğitim uzmanı, fizyoterapist, psikolog,çocuk
eğiticisi vb.’dir.
Özel eğitim kurumunda çalışan personelin çalışma alanı ile ilgili olarak
mesleğinin gereğini yeterince yerine getirebilmesi ve bunun içinde çeşitli
donanımlara sahip olması gerekmektedir. Genel olarak, kurum personeli ve
ailelerin ihtiyaçlarından çok, kurumda eğitim görecek “çocuk” tek başına
düşünülmektedir. Kurumda görev yapan ekibin içinde engelli bireye sahip ailenin
yeri unutulmakta, aile ile kurum personeli arasında sağlıklı ilişki
kurulamamakta ve bu nedenle ailenin katılımı sağlanamamaktadır. Kurum
personelinin anne-baba ve engelli bireye yaklaşımı, olumlu tutum içinde
olmaları, zihinsel engelli çocuğun eğitimi açısından önem taşımaktadır. Kurum
personelinin ve ailelerin karşılaştıkları sorunların bilinmesi birbirleri
arasındaki iletişim, ailenin eğitime katılımı ve zihinsel engelli çocuğun
eğitilmesi açısından önem arzetmektedir T.C.Başbakanlık Özürlüler Dairesi
Başkanlığı,2000).
Zihinsel engelli çocukların eğitiminde başarı sağlamak için en büyük rolü olan
aile ve kurumda çalışan meslek elemanlarının sorunlarının belirlenmesi ve bu
yönde çalışmaların yapılmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Bu alanda yapılan
araştırmalar incelendiğinde ya aile boyutunda ya da öğretmen boyutunda
sorunların ele alındığı ikisinin bir arada incelenmediği görülmüştür. Zihinsel
engelli çocuğun eğitiminde bu iki unsurun birbirinden ayrılmaz özellikleri göz
önüne alındığında bu araştırmanın amacı olarak rehabilitasyon merkezine devam
eden zihinsel engelli çocukların ailelerinin ve kuruluşta çalışan meslek
elemanlarının karşılaştıkları sorunların cinsiyet,eğitim,yaş,çalışma
süresi,gelir durumu,branşı, ailenin;çocuğunun cinsiyet,yaş,özür durumu, çocuğun
eğitim aldığı süre,ailenin demografik özellikleri,kuruluş,çevre yönünden
karşılaştıkları sorunların araştırılması bu çalışmanın problemini
oluşturmaktadır.
Anne Ve Babaların Yapması Gerekenler
Zihin engelli çocuklar daha yavaş öğrenmekle birlikte, büyük kısmı eğitimlerini
tamamlayıp kendilerine göre bir iş sahibi olabilecek düzeye gelebilirler. Çok küçük
yaşlardan itibaren uygun eğitim ve yeterli ilgi, sevgi ve sabırla toplumda
üretken bireyler olarak yer alabilirler.
Aileler çocuklarıyla ilgili bir problem olduğunu öğrendiklerinde büyük bir şok
yaşarlar. Yoğun bir suçluluk, umutsuzluk, şaşkınlık duyabilir, ne yapacaklarını
bilemeyebilirler. Ailelerin bu süreci daha çabuk atlatabilmeleri ve durumu
kabullenebilmeleri için psikolojik destek almaları ve yaşadıkları durumla
ilgili bilinçlendirilmeleri gerekir. Bu süreç sağlıklı bir şekilde aşılırsa
aileler çocuklarının eğitimi için gerekli inanç ve güce sahip olduklarını
hissederler. Bu durum onların bir an önce çocuklarının eğitimi için harekete
geçmelerini kolaylaştırabilir. Bu nedenle aileleri, çocukları ve onların
özellikleri hakkında bilinçlendirilmek çocukların ilerideki yaşamları açısından
çok önem taşımaktadır. Ev ortamı bu çocuklar için çok önemlidir, çocuğun
kapasitesini ne kadar geliştirebileceği ev ortamı ile yakından ilişkilidir.
Özellikle okul öncesi dönemde çocukların tüm zamanı aile ortamında geçmektedir.
Bu dönemde ailenin çocuklarının özür grubu ve özellikleri hakkında
bilgilendirilmesi çocukların eğitiminin destek ve takibi açısından çok
önemlidir. Bu çerçevede aile ne kadar erken bilinçlendirilirse çocuk o kadar
erken eğitime başlar ve bu eğitim aynı zamanda ailede doğru bilgilerle
desteklenirse çok olumlu sonuçlara ulaşılabilir.
Ailelerin çocuklarında farkedilir bir gelişimsel farklılık tespit eder etmez
hemen bir uzmana başvurmaları gerekmektedir. Eğer bir problem varsa, tanı
konduktan sonra yaş ne olursa olsun hemen eğitime başlamak çocuğun ilerideki
yaşantısı açısından büyük önem taşır. Ülkemizde erken eğitim programları ne
yazık ki çok yaygın değildir, bu çocuklara eğitim olanağı genellikle okul
seviyesinde başlamaktadır. Bu eksikliği, aileler bir an önce özel eğitim
kurumlarına ve üniversitelerin ilgili birimlerine başvurarak ve neler
yapabileceklerini öğrenerek kapatabilirler.
Genel olarak, zihinsel engelli çocuklar akademik alanlarda, (örneğin okuma,
yazma, matematik gibi) zorluk yaşar, konuşma problemleri gösterir, dikkatini
kısa süreli toplayabilir, bilgiyi geri çağırma ve transfer etme problemleri
yaşar ve bilgileri aklında ancak kısa bir süre için tutabilir. Bu nedenledir
ki, eğitim programlarında bol tekrar çok önemlidir. Buna ek olarak sosyal
beceri alanında zorluk yaşayabilir, örneğin insanlarla ilişki kurmak ve arkadaş
edinmekte zorlanabilir.
Bunun için de eğitim programlarında akademik becerilerin yer verilmesinin yanı
sıra çocuğun sosyal becerilerinin geliştirilmesine yönelik programlara da yer
verilmelidir.
Zihinsel engelli çocukların eğitiminde farklı alanlardan uzmanların işbirliği
içinde çalışmaları çok önemlidir. Son yıllarda ülkemizde zihinsel engelli
çocukların bir kısmı kaynaştırma yoluyla eğitim almaktadırlar, başka bir
deyişle normal yaşıtlarıyla birlikte aynı sınıfta eğitim görmektedirler. Bu
çocukları başarılı bir şekilde normal eğitim ortamlarına dahil etmek için
bireylerin kişisel özellikleri ve ihtiyaçları dikkate alınarak bireysel eğitim
programları hazırlanmalıdır. Eğitimlerinde ilgi duydukları ve yeteneklerinin
elverdiği eğitim metotları kullanılmalıdır. Okulda kullanılacak olan bu eğitim
yöntemleri aile ortamlarında desteklenmelidir. Okul ortamlarında öğrenilen
bilgi ve becerilerin kalıcılığı anne ve babanın eğitim sürecine katılması ile
olur.
Zihin engelli çocukların aileleri genellikle çocuklarının zihinsel engelli
olduklarını öğrendikten sonra onlara karşı normallerden farklı davranış ve
tutum gösterirler. Bu davranış ve tutumlar çocukların sosyal, duygusal ve
kişilik gelişimini engeller. Ailede çocuğun gelişimini engelleyen veya bozan
davranış ve tutumlardan kaçınılmalıdır. Bu amaçla;
• Aşırı derecede korumacı olunmamalıdır. Aksi halde çocuğa hiçbir iş yapma
olanağı verilmez. Bu nedenle çocuk, yapabileceği hizmetleri yaparak öğrenme ve
gelişme olanağından yoksun kalmış olur.
• Aşırı derecede ihmal edilmemelidir. Bu hallerde çocuğun gelişmesi için
gerekli uygulamalar yapılamaz.
• Çocukların zihin engelli olduğu kabul edilmelidir. Engeli kabul edilmeyerek
zihin engelliliğin tedavisine, azaltılmasına gitmek eğitimin gecikmesine neden
olur. Bu nedenle çocuk olduğu gibi kabul edilmeli ve eğitime bir an önce
başlanmalıdır.
• Çocuk beceriksiz olarak değerlendirilmemelidir. Bir şey yapmaya teşebbüs
ettiğinde sen onu yapamazsın gibi uyarılar, çocuğun kendine olan güvenini
sarsacaktır. Bunun yerine yaptığı küçük davranışlar ve beceriler için bile
ödüllendirilmelidir.
• Yeteneklerinin sınırlı olduğu unutulmamalı, yeteneğinin üstünde bir şey
istenmemelidir. Bu durumda çocuk, başarısızlıkla karşı karşıya kalacak ve
böylece kendine olan güveni kaybolacaktır.
• Çocuklar evde çocuklar gizlenmemelidir. Zihinsel, duygusal ve sosyal
gelişimlerin yaşayarak öğrenme yoluyla gelişebileceği akıldan çıkarılmamalı ve
bu gelişimin sağlanabilmesi için gizlenmesi yerine toplum içine çıkarılarak
sosyal ilişkiler kurması sağlanmalıdır. Bir utanç kaynağı olarak görülmemeli,
akranlarıyla ilişkiler kurmasının önüne geçilmemelidir.
• Karşılaştırma yapılmamalıdır. Normal çocuklarla kıyaslama yapılmamalıdır.
• Ailede geçimsizlik nedeni olmamalıdır. Anne- baba birbirini suçlamaktansa
çocuğun eğitimi konusunda neler yapabileceklerini araştırmalı ve bu konuda var
olan olanakları kullanmak üzere harekete geçmelidir.
• Çocuğun eğitiminde sabır ve hoşgörü gösterilmelidir. Aksi halde çocuğun var
olan ilgi, istek ve yeteneği köreltilmiş olacaktır.
• Çocuğun öğretmeni ile sıkı diyalog kurulmalıdır.
• Çocuğun basit komutlara alışması için evde çeşitli egzersizler yapılmalıdır.
Bardağı getir, koltuğa otur, git – gel gibi.
Anne ve babalar yukarıda belirtilen çalışma ve davranışlara ek olarak, çocuğun
durumu uygun bir eğitim alabilmesi için gerekli araştırma ve çalışmaları da
yapmalıdır.
Kaynakça:
1. Özürlüler Şurası Komisyon Raporları Genel Kurul Görüşmeleri. 29 Kasım-02
Aralık 1999, Ankara.
2. Akkök, Füsun.( 1997). Farklı Özelliği Olan Çocuk Anne Babalarının
Yaşadıkları. Ankara:Türk Psikologlar Derneği Yayınları.
3. Ataman, Ayşegül. (2003). Özel Eğitime Giriş. Ankara. Gündüz Yayıncılık.
4. Çağlar, Doğan. (1987). Özel Eğitime Giriş. Ankara. Ankara Üniversitesi
Eğitim Bilimleri Fakültesi Yayınları, No:156.
5. Eripek, Süleyman. (1996). Zihin Engelli Çocuklar. Eskişehir: Genişletilmiş
İkinci Baskı, Anadolu Üniversitesi Yayınları, No:900 .
6. Eripek, Süleyman. (1998). Özel Eğitim. Eskişehir: Anadolu Üniversitesi
Yayınları, No:1018.
7. Fırat, Ayşegül. (2000). Özel Eğitiminde Aile Eğitimi ve Danışmanlığı. M.E.B.
Özel Eğitim Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nce Düzenlenen Özel
Eğitimde Aile Eğitimi Sempozyumu’nda sunulan bildiri.Ankara 13-14 Nisan.
8. MEB,(2000). “Özel Eğitim Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ve Özel Eğitim
Hizmetleri Yönetmeliği” Özel Eğitim Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel
Müdürlüğü.Ankara.
9. MEB.(2000). “Özel Eğitimde Aile Eğitimi Sempozyumu”13-24 Nisan
10. Özürlüler İdaresi Başkanlığı,(2000). “Özürlülere Hizmet Veren Özel Eğitim
ve Rehabilitasyon Kurum ve Kuruluşları İş Birliği ve Koordinasyon Toplantıları
Sonuç Raporları”
11. Sucuoğlu, Bülbin (1995). Özürlü Çocuğu Olan Anne-Babaların
Gereksinimlerinin Belirlenmesi. Çocuk ve Gençlik Ruh Sağlığı Dergisi
,2,1,:10-18.
12. Sucuoğlu,Bülbin. (1997). Özürlü Çocukların Aileleriyle Yapılan Çalışmalar.
Farklılıklarla Yaşamak Aile ve Toplumun Farklı Gereksinimleri Olan Bireylerle
Birlikteliği. N. Karancı. Ankara: Türk Psikologlar Derneği Yayınları.
13. Sucuoğlu, Bülbin. (1991). Özürlü Çocuğu Olan Anne-Babaların Özel Eğitim
Okullarını Algılama Biçimleri. Yayınlanmamış Doktora Tezi, Hacettepe
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
14. Zihinsel Özürlüler Rehabilitasyon Merkezleri Yönetmeliği.Resmi Gazete.
13.02.1988 tarih ve 19724 sayı.
15. Şan, İclal (2000). “Özürlü Çocuğa Sahip Ebeveynlerin Sorunlarının Yıllara
Göre Belirlenmesi ve Değerlendirilmesi” Özel Eğitimde Aile Sempozyumu.Ankara.