Eğitim
Eğitim Programlarının Amaçları:
Yakın bir zamana kadar hafif derecede zihin engellilere, geleneksel akademik
konu alanlarının ağırlıklı olduğu genel eğitim programları yavaşlatılmış ve
sadeleştirilmiş bir biçimde uygulanıyordu. Daha ağır derecedeki çocuklarda ise
günlük yaşam etkinlikleri için gerekli ya da önkoşul olduğu düşünülen
becerilerin öğretimine (bu etkinliklerle yeterince ilişki kurulmaksızın)
ağırlık veriliyordu. Saatlerce, günlerce kovaya küpler konuyor, nesneler
renklerine göre gruplandırılıyordu.
Bu çocuklara bu kadar bilgi yüklemenin, birçok beceriyi ölçüsüz bir biçimde
öğretmenin onlara ne yararı olabilir? Yaşamlarını daha bağımsız bir biçimde
sürdürmelerini sağlar mı?
Bu nedenle, bu çocuklara ne öğreteceğiz sorusuna yanıt olarak "işlevsel
akademik beceriler" ve "bağımsız yaşama becerileri" diyoruz.
İşlevsel Akademik Beceriler
Burada işlevsellikten amaçlanan, öğretilecek bilgi ve becerilerin günlük
yaşamda, evde, toplumda ve çevrede kullanılabilir, işe yarar olmasıdır. Ancak
bunu yaparken bireysel farklılıkları dikkate almak gerekir. Çünkü bir zihin
engelli çocuk için gerekli olan bir bilgi ya da beceri diğeri için olmayabilir.
Bunun için şu sorulara yanıt aramamız gerekir:
• Programın içeriği evde, okulda ya da toplumda mümkün olduğunca bağımsız
işlevlerde bulunmak için gerekli olan bilgi ve beceriler üzerinde yoğunlaşmakta
mıdır?
• İçerik gelecekteki gereksinimleri karşılayacak nitelikte ve genişlikte midir?
• Çocuğun ailesi içeriğin hem halihazırdaki hem de gelecekteki gereksinimler için
önemli olduğunu düşünmekte midir?
• Çocuk içeriğin hem halihazırdaki hem de gelecekteki gereksinimler için önemli
olduğunu düşünmekte midir?
• İçerik çocuğun takvim yaşına ve halihazırdaki zihinseL, akademik ya da
davranışsal performans (başarı) düzeyine uygun mudur? Çocuk kendisine
öğretilmek istenilen bilgi ve becerinin önemli olduğunu düşünmekte midir?
• Çocuğun kavram ve becerileri öğrenmemesinin sonuçları neler olur?
Öğretilmesi düşünülen herhangi bir becerinin işlevsel olup olmadığına karar
verebilmenin belki de en basit yolu, zihin engelli çocuğun "21 yaşında
olduğumda buna gereksinimim olacak mı?" sorusuna vereceği yanıta
bakılmasıdır.
Çocuğa sunulacak eğitim programlarına karar verirken dayanak noktası bu soruya
verilecek yanıt olmalıdır. Ufak yaşlardaki zihin engelli çocuklar bu soruya
yanıt veremezler. Bu nedenle aileler ve öğretmenler bu soruya onlar adına yanıt
vermelidir.
Toplumsal Yaşam Becerileri
Eğitim programlarında işlevsel amaçların neler olacağı konusunda çeşitli
çalışmalardan yararlanılabilir. Bu çalışmaların başında Dever (1988) 'in
Toplumsal Yaşam Becerilerinin Aşamalı Sınıflaması gelmektedir. Dever'in
Sınıflamasında beş temel alanda 300'den fazla öğretimsel amaç yer almaktadır.
• Kişisel bakım ve gelişim.
• Ev ve toplum yaşamı
• İş/meslek
• Boş zamanları değerlendirme
• Seyahat etme
Öğretim Yöntemleri
Zihinsel yetersizlik gösteren çocukların eğitimi oldukça eskiye dayanmaktadır.
Ancak konunun bilimsel yöntemler kullanılarak sistematik olarak ele alınması,
etkili ve güvenilir öğretim yöntemlerinin araştırılması 1960'Iı yılların başına
rastlamaktadır. Günümüzde bu araştırmalar devam etmektedir. Bu yönüyle hayli
mesafe alındığı söylenebilir. Gelinen noktada davranışçı yaklaşım ya da
uygulamalı davranış analizi ön plana çıkmaktadır.
Uygulamalı davranış analizi, arzu edilen öğrenmelerin sağlanması için çevresel
olayların sistematik bir biçimde düzenlenmesi olarak tanımlanabilir. Davranışçı
kaynaklı öğretmenler öğrencinin performansını doğrudan ölçerek, uyguladığı
öğretimin etkilerini değerlendirir. Uygulamalı davranış analizi, çevrenin
öğrenmeyi nasıl etkilediğini açıklayan, bilimsel olarak ortaya konulan
kurallara dayalı sistematik bir yaklaşımdır. Uygulamalı davranış analizinde yer
alan öğretim yöntemleri yalnızca zihinsel yetersizlik gösterenlerde değil diğer
yetersizliği olanlarda aynı zamanda genel eğitim öğrencilerinde etkili bir
biçimde uygulanmaktadır.
Her ne kadar, uygulamalı davranış analizini temel alan onlarca öğretim taktiği
bulunmakla birlikte, bunların çoğunda altı ortak özellikten söz edilebilir.
• Öğretilecek yeni beceri ya da davranışın açık bir biçimde tanımını ve görev
analizini yapma.
• Öğrencinin beceri performansını doğrudan ve sıklıkla ölçme.
• Öğretimde aktif öğrenci tepkileri için fırsatlar yaratma
• Öğrenci performansına hemen ve sistematik dönüt sağlama
• Doğru öğrenci tepkilerinde uyaran kontrolünün, öğretimsel ipuçları ya da
yardımlardan doğal olarak meydana gelen uyaranlara transferini sağlama
• Yeni öğrenilmiş becerilerin farklı, öğretilmemiş durum ve ortamlarda uygulanması
ile genelleme ve kalıcılığını artırma stratejileri.
Görev Analizi
Görev analizi, çocuğa öğretilecek karmaşık ya da bir çok basamaktan oluşan
davranış ya da becerileri ufak, öğretilmesi kolay alt görevlere bölmektir. Daha
sonra elde edilen alt beceriler ya da görevler ard arda sıralanır.
Görev analizinde elde edilen alt beceriler çocuğun durumunu değerlendirmede
dolayısıyla öğretime nereden başlanacağına karar vermede önem taşır.
Doğrudan ve Sıklıkla Ölçümler
Burada doğrudan ölçümden anlatılmak istenen, çocuğun performansının o becerinin
geçtiği doğal ortamlarda objektif olarak kaydedilmesidir. Sıklıkla ölçümden
amaçlanan ölçümlerin öğretim boyunca sürekli olarak yapılmasıdır.
Doğrudan ve sık ölçümler uygulanmadığında, çocuk için seçilen öğretim yönteminin
etkili ve çocuk için uygun bir yöntem olup olmadığına karar verilmez. Ayrıca
çocukta meydana gelen gelişmeler veya öğretim süreci aksaklıkları yeterince
görülemez.
Dolayısıyla, doğrudan ve sürekli yapılan ölçümler zihin engelli çocuğun öğretim
çalışmalarının planlamasında da bize önemli bilgiler verir.
Çocuğun Aktif Katılımı
Zihin engelli çocuğun öğretim süreci içerisinde aktif olması etkili öğrenme
açısından son derecede önemlidir. Bu nedenle Zihinsel engelli çocuğun öğretime
etkin katılımı sağlanmalı, bu yöndeki davranışları cesaretlendirilmeli ve
pekiştirilmelidir.
Sistematik Geri Bildirim
Çocuğa bulunduğu performansa ilişkin bilgi sağlanmasına geri bildirim diyoruz.
Geri bildirim doğru yanıt ya da tepkiler için olumlu geri bildirim, doğru olmayan
yanıt ya da tepkiler için hata düzeltme olmak üzere iki ana gruba
ayrılmaktadır. Doğru yanıtları övgü ve pozitif pekiştireçlerin diğer türleri
izler. Yanlış ya da hatalı yanıtlar öğrencinin cesaretini kırmadan sistematik
olarak düzeltilir.
Uyaran Kontrolü
Deneme yanılma yoluyla öğrenme normal çocuklarda etkili bir yöntem olabilir.
Ancak zihin engelli çocukların geçmişte yoğun başarısızlıklar yaşadıkları
düşünüldüğünde yöntemin onlar için pek uygun olmadığı söylenebilir. Etkili bir
öğretim sürecinde, bu çocukların doğru yanıt verme ya da tepkide bulunma
olasılıkları mutlaka artırılmalıdır. Bunu sağlamanın başta gelen yollarından
birisi ipucu verilmesi ya da yardım edilmesidir. Yapılacak yardım ya da
verilecek ipucu "kule yap", "çizgi çiz", "kağıdı
katla" gibi sözel nitelikte olabilir. İkinci bir yol çocuğa nasıl yapacağı
gösterilir yani çocuğa model olunabilir. Yapılacak yardımda diğer bir yol da
bedensel olabilir yani, çocuğa dokunularak, elleri ya da vücudu yönlendirilir.
Burada önemli olan çocuğun başarılı olmasını sağlamaktır. Bunu yaparken yardımı
giderek azaltmak gerekmektedir. Hedef, çocuğun davranışla ilgili doğal
ortamlarda var olan ipuçlarına tepkide bulunur hale gelmesidir. Bir başka
deyişle davranış ya da beceriyi bir başkasının uyarı ya da yardımına gereksinim
olmaksızın yerine getirmesidir.
Her zaman az yardım çok yardıma yeğlenmelidir.
Genelleme ve Sürdürme
Burada genelleme ve sürdürmeden amaçlanan öğrencinin öğrendiği bir beceriyi
farklı ortamlarda uygulayabilmesi ve öğrenmenin kalıcı olmasıdır.
Öğrenmede genelleme ve sürekliliği gerçekleştirebilmenin belki de en etkili
yolu; öğretim çalışmalarının mümkün olduğunca doğal ortamlarda
gerçekleştirilmesi ve bu ortamlarda yerine getirilen becerilerin
pekiştirilmesidir.
Türkiye’de Zihin Engelli Çocuklara Sunulan Alternatif Eğitimler
Türkiye'de zihinsel yetersizlik gösteren çocuklara yönelik özel eğitim
hizmetleri ağırlıklı olarak Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde düzenlenmekte ve
yürütülmektedir. Bunun yanı sıra Başbakanlık Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme
Kurumu Genel Müdürlüğü kapsamında bazı çalışmalar vardır.
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yürütülen hizmetler 573 Sayılı Kanun Hükmünde
Kararname ve 2000 tarihinde yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim
Hizmetleri Yönetmeliği esasları uyarınca düzenlenmekte ve uygulanmaktadır. Buna
göre, zihinsel yetersizlik gösteren çocukların yetersizliği olmayan
yaşıtlarıyla birlikte eğitilmeleri esastır. Okulöncesi eğitim ve ilköğretim
okulları bu çocukların kayıtlarını yaptırmak ve gerekli önlemleri almak
durumundadırlar. Alınan tüm önlemlere rağmen okulun programlarından yeterince
yararlanamayan öğrenciler o ildeki yetkili kurul ve ekiplerinin incelemeleri
sonucunda uygun özel eğitim sınıf ya da okullarına yerleştirilebilirler. Olağan
okullarda ilköğretimini tamamlayan öğrenciler eğer okulun kayıt-kabul koşulları
uygunsa bir üst öğrenim kurumuna başvuruda bulunabilirler.
Söz konusu olan Yönetmelik yenidir. Yavaş bir biçimde de olsa Yönetmelikte
öngörülen hususlar uygulamaya konulmaktadır. Aynı yönetmelikte, zihinsel
yetersizlik gösteren çocukların eğitimlerinde kaynaştırma esas olmakla birlikte
bazı özel sınıf, okul ya da merkezlerin açılabileceği belirtilmektedir. Bunlar,
olağan okullar bünyesinde özel eğitim sınıfları, ilköğretim okulları, eğitim ve
uygulama okulları, iş eğitim merkezleri ve mesleki eğitim merkezleri olarak
sıralanmaktadır.
Türkiye’de ilköğretimin 8 yıla çıkarılması sonucunda bu karar zihin engelli
çocukların eğitimlerinde yeni düzenlemelerin yapılmasını gerekli kılmıştır. Bu
yeni düzenlemeler kaynaştırma uygulamaları olarak bilinmektedir. Kaynaştırma
uygulamalarından zihin engellilik durumları hafif derecede olan çocuklar
yararlanmaktadır. Bu uygulamalarda zihinsel yetersizlik gösteren çocuklar
ilköğretimin ilk sınıfında uygulanmakta olan programlardan büyük ölçüde
yararlanır ve akademik becerileri öğrenebilirler. Ancak ileri sınıflara
gidildikçe, daha soyut ve karmaşık özellikler gösteren akademik konularda
zorlanmalar başlar. Kendileri için daha işlevsel olabilecek konuların öğrenimine
gereksinim duyulur. Bu gereksinimler ancak eğitim programlarında bazı
değişikliklerin yapılmasıyla giderilebilir.
Bu durumda zihinsel yetersizlik gösteren çocuk için Tarih dersinde yetersizliği
olmayan yaşıtlarıyla birlikte olmak yerine bağımsız yaşama için gerekli olan
işlevsel becerileri öğrenmesi çok daha önemli olabilmektedir. Örneğin, işe
hazır olma, boş zamanların nasıl kullanılacağı, nasıl bütçe ve alışveriş
yapılacağı, nasıl yemek yapılacağı gibi beceriler. Çoğu öğrencinin
kendiliğinden edindiği bu becerileri zihinsel yetersizlik gösteren çocukların
öğrenebilmesi için yapılandırılmış öğretim çalışmalarına gereksinim
duyulmaktadır (Hallahan, 1996).
Özel eğitim sınıfları, olağan ilköğretim okulları bünyesinde oluşturulan
sınıflardır. Bu sınıflarda ilköğretim programları esas alınarak bazı
düzenlemelere gidilmektedir. Bu sınıflarda okulu tamamlayanlara ilkokul
diploması verilmektedir. 600'ü aşkın özel sınıf bulunmaktadır.
İlköğretim okulları, orta derecede zihinsel yetersizlik gösteren çocuklar içindir.
Bu okullarda özel eğitim sınıflarında uygulanan programlar uygulanır. İlkokul
diploması verilir. Sınıflardaki öğrenci sayısı en fazla 10 öğrencidir.
ilköğretim okulları sayısı 39'dur.
Eğitim ve uygulama okulları, genel eğitim programlarından yararlanamayan,
okulöncesi ve ilköğretim dönemlerindeki zeka gerilikleri ağır derecede olan
çocuklar içindir. Bu okullarda öğrencilerin özbakım ve temel yaşam becerileri
ile işlevsel akademik becerilerini geliştirmek ve topluma uyumlarını sağlamak
amacıyla gelişimsel eğitim programları uygulanır. Sınıflardaki öğrenci sayısı
okulöncesi eğitim sınıflarında en fazla 6 diğer sınıflarda ise 8'dir. Öğretim
süresi okulöncesi dışında sekiz yıldır. Eğitim ve uygulama okullarının sayısı
92'dir.
İş eğitim merkezleri, eğitim uygulama okullarını bitiren ve/ya da zorunlu
eğitim çağı dışında kalan zihinsel yetersizlik gösteren çocuklar içindir. Bu
merkezlerde, öğrencilerin temel yaşam becerilerini geliştirmek, öğrenme
gereksinimlerini karşılamak, topluma uyumlarını sağlamak, onları işe hazırlamak
amacıyla farklı konu ve sürelerde meslek kursları düzenlenmektedir. İş öğretim
merkezlerinin sayısı 95'dir.
Mesleki eğitim merkezleri, ilköğretimlerini tamamlayan, 20 yaşından gün
almamış, zihinsel yetersizlik orta derecede olan ya da ilköğretimlerini
tamamlayıp genel ve mesleki ortaöğretim programlarına devam edemeyecek durumda
olanlar içindir. Bu merkezlerde zihinsel yetersizlik gösterenlerin yaşam
becerilerini geliştirmek, öğrenme gereksinimlerini karşılamak, topluma
uyumlarını sağlamak, işe ve mesleğe hazırlamak amacıyla farklı konu ve
sürelerde meslek kursları düzenlenmektedir. Mesleki eğitim merkezlerinin sayısı
51'dir.
Tüm bu sınıf, okul ve merkezlerinin yanı sıra Milli Eğitim Bakanlığına bağlı
olarak açılmış özel özel eğitim kurumları bulunmaktadır. Bu nitelikteki kurum
sayısı 68'dir.
Diğer yandan Başbakanlık Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel
Müdürlüğü bünyesinde rehabilitasyon merkezleri ve genel müdürlüğe bağlı özel
özel eğitim kurumları bulunmaktadır. Ayrıca üniversitelerin bünyesinde açılmış
okul ya da merkezler vardır. Bu nitelikteki merkez sayısı 280'e ulaşmıştır.
Milli Eğitim Bakanlığına ya da Başbakanlık Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme
Kurumu Genel Müdürlüğü'ne bağlı özel özel kurumlarda ya da üniversitelerdeki merkezlerde
eğitim gören zihinsel yetersizlik gösteren çocukların önemli bir bölümü olağan
okulların, olağan sınıflarına devam etmektedir. Dolayısıyla bu kurumlar ya da
okullarda aldıkları eğitim, destek özel eğitim hizmeti olarak
değerlendirilebilir. Çocukları bu kurumlarda eğitim gören Emekli Sandığına ve
Sosyal Hizmetler Kurumu'na bağlı anne ya da babalara belirli bir eğitim ücreti
ödenmektedir.
Türkiye’de zihin engelli çocukların tanılanması ve yukarıda sözü edilen eğitim
ortamlarından uygun ortama yerleştirilmesi illerde bulunan Rehberlik ve
Araştırma Merkezleri tarafından sağlanmaktadır. Rehberlik ve Araştırma
Merkezleri, okullara yerleştirecekleri çocukları okullarda yapılan genel
taramalarla belirledikleri gibi öğretmenlerin sınıflarında bulunan özel gereksinimli
öğrencilerini merkezlere incelemeye göndermesiyle de belirleyebilmektedir.