Tanılama
Zihin engelli çocuklara uygun Özel eğitim hizmetlerinin sunulabilmesi için her
şeyden önce bu çocukların zihin engelli olup olmadıklarına karar vermek
gerekmektedir. Bu kararı verme sürecine tanılama (teşhis) denilmektedir
(Eripek, 1996).
Teşhis ve tanımada şu ilkelere uyulması uygun olacaktır. Bu ilkeler;
• Çocuk bütün olarak incelenmelidir.
• Çocuğun sağlık durumu. beden, zihin. sosyal ve kişilik gelişimi ayrı ayrı
bütün unsurları kapsayacak şekilde derinliğine incelenmelidir.
• Çocuğun yalnız incelendiği zamanki durumu değil o ana kadar olan gelişimi de
incelenmelidir.
• Çocuğun her yönü ve özelliğinin incelenmesinde mümkün olduğu kadar çeşitli ve
uygun testler kullanılmalıdır.
• İncelemeler incelenen alanda yeterli bilgi ve beceri sahibi uzman kişiler
tarafından yapılmalıdır.
• Teşhisin doğruluk ve yanlışlığı sürekli incelemelerle kontrol edilmeli ve
sonuç daima değişikliğe açık tutulmalıdır.
• Teşhis çocuğun yalnızca yetersiz olduğu yetenekleri değil, yeterli Üstün
olduğu ve başarılı olacağı alanları ortaya çıkarmayı da amaç edinmelidir
(Çağlar, 1979).
Zihin engeli tanısı, hekim tarafından konulduktan ve gerekli tıbbi yapıldıktan
sonra çeşitli disiplin alanlarından oluşan bir ekip ve çocuğun ebeveynlerinin
katılımı ile çocuğun ihtiyacı olan özel eğitim hizmetleri belirlenir ve
planlanır. Bu ekipte genellikle, okul psikoloğu, sınıf öğretmeni ve bir okul
yöneticisi bulunur. çocuğun gereksinimlerine bağlı olarak sosyal çalışmacı,
konuşma terapisti veya fizyoterapist, beden eğitimi Öğretmeni, okul danışmam ve
hemşire bulunabilir. Disiplinler arası ekibin çok Önemli iki işlevi vardır.
Birincisi çocuk bir özel eğitim programına yerleştirilmeden önce zihin engeli
ölçütlerini karşılayıp karşılamadığına yani zihin engeli gösterip
göstermediğine karar vermek, ikincisi ise uygun eğitim programı geliştirmek ve
uygulayabilmek için çocuğun eğitsel gereksinimlerini belirlemektir (Vuran,
2002).
Çocuğun zihin engelli olup olmadığına karar verebilmek için. durumunun zeka ve
uyum boyutlarında ayrı ayrı incelenmesi gerekmektedir. Çünkü zeka ile uyum
özellikleri arasında tam bir ilişki bulunmamaktadır (Erıpek, 1996).
Zekanın Değerlendirilmesi
Zekanın değerlendirilmesi klasik olarak zeka testleri ile yapılmaktadır. Zeka
testlerinin geçmişi yakın bir zamana dayanmaktadır. Zeka testlerinin gelişmesi.
bireyler arasındaki yetenek farklarını ölçmeye karşı olan ilgiler sonucunda
olmuştur. Bu konu ile ilgili ilk çalışmaların 19. yüzyılda başladığı görülür.
Fraqncis Galton. J. Mc Keen Cattcl ve Alfred Binet bu konunun öncüleridir.
Günümüzde zihinsel farklar yönünden bireylerin; öğrenme gücü, fikirleri
organize edebilme davranışı. adapte etme, problemleri anlama ve soyut
sembolleri kullanabilme, problem çözme, sahip olunan bilgi seviyesi, akıl
yürütme. anlama, karar verme üzerinde yoğunlaşılmaktadır (Özgüven, 1994).
Zeka Testlerinde Ölçülen Davranışlar
Ayırt Etme: Bu yeteneği ölçmede genellikle çeşitli şekiller gösterilerek,
bireyden diğerlerinden farklı olanı bulması istenir. Figür, sembolik ya da
anlamsal ayırt etme değerlendirilebilir. Bunun gerekliliği bireyin ve geçmiş
deneyimlerine bağlı olarak değişir.
Genelleme: Bireye bir sembol gösterilerek, ondan gösterilen çeşitli
olasılıklardan hangisinin ilk sembole benzediğini bulması istenir. Yine
figürsel, sembolik ya da anlamsal olabilir.
Motor Davranış: Zeka testlerinde pek çok madde motor cevabı gerektirir. Örneğin
objeyi atma, yürüme, hareket eden gözüyle takip etme, objeleri üst Üste dizme
gibi. Böylelikle başka davranışlar değerlendirilirken motor davranışlar da
değerlendirilir.
Genel Bilgi: Bazı maddelerde bireyden spesifik olaylara dayanan sorulara cevap
vermesi istenir. Örneğin; "İstanbul'dan Ankara'ya hangi yönde seyahat
edersin" gibi. Bu tür maddeler tıpkı başarı testlerindeki maddelerde
olduğu gibi temel olarak ne öğrenildiğini değerlendir.
Kelime Bilgisi: Burada bireyden, resimleri isimlendirmesi ya da deneyi yapan
kişi tarafından söylenen kelimelere cevaben objeleri işaretlemesi istenir.
Bazen birey kelimelerin sözel tanımını yapar ve diğer kelimelerin arasından
tanımını yaptığını seçer.
Sonuç Çıkarma: Çeşitli Örnekler verilerek, temel prensibi çıkarması istenir.
Örneğin. bir mıknatıs ile odun ve metal parçaları verilerek çocuktan bunları
toplaması istenir ve sonunda çocuğa mıknatısın hani: objeleri toplayabildiği
konusundaki kural sorulur.
Anlama: Bireye bir paragraf okunur ve bununla ilgili sorular sorulur. Yada
çocuğa spesifik sorular sorulur. Örneğin, "neden verdiğimiz sözü
tutmalıyız?"gibi.
Sıralama: Aralarında sı. 'alı ilişki bulunan şekiller vardır, çocuk bu ilişkiyi
objeyi belirlemelidir.
Detayları Tanıma: Genelde pek çok rest, detayları tanımayı değerlendirmektedir.
Bazı çizim testlerinde çocuğun çizdiği bir insan resmi değerlendirilir. Çocuğun
ne kadar detaylı çizdiğine bakılır. Ayrıca çocuktan, geometrik bir şekli kopya
etmesi, gösterilen resimde ne kadar blok olduğunu sayması ya da resimde
kaçırılan kısımları belirlemesi istenir.
Analoji: A elementi B ile ilişkilidir. Çocuk C elementi içinde ilişkili objeyi
belirlemelidir.
Soyut Çıkarsama: Aritmetik çıkarım problemleri soyut çıkarsamayı değerlendirmek
içindir.
Hafıza: Gösterilen rakamların tekrarı, geometrik dizaynın yeniden yapılması
cümlelerin tekrarı, paragraf ya da hikayelerin temel anlamlarının yeniden
anlatılması gibi görevlerde hafıza test edilir.
Örnek Tamamlama: Çocuktan örneklemde eksik olan kısmı ne ile tamamlayacağını
bulması istenir (Salvia ve Y sseldyke, ı 978).
Zeka testleri genellikle grup ve bireysel olmak üzere iki grup altında
toplanmaktadır. Grup testleri aynı anda birden fazla kişiye uygulanmaktadır.
Bireysel testler ise tek, tek bireylere uygulanmaktadır.
Grup Zeka Testleri: Gruplar için zeka testleri, genel eğitim alanında bazen
kullanılmaktadır. Burada özellikle Önemli olan nokta, grup zeka testlerinin
çoğunun okuma becerilerine ağırlık vermesidir. Bu testlerden elde edilen düşük
puanların, ortalama altında bir zihinsel performansı değil, zayıf okuma
becerilerini olması mümkündür. Bu ve diğer sakıncaları nedeniyle grup zeka
testleri sonuçları, yalnızca bireysel zeka testleri aracılığıyla yürütülecek
daha ayrıntılı bir Ölçümleme ihtiyacını belirlemek için kullanılmalıdır.
Grup testlerinin kapsamı az çok farklılık göstermekle birlikte çoğu sözel ve
sayısal akıl yürütme becerilerini Ölçümler. Kimi, sözel ve sözel olmayan için
farklı ölçüler sağlarken, kimileri de her biri farklı bilişsel beceriye yönelik
olan birkaç alt testi içerir. Ancak. çoğu genel bilişsel performansı gösteren
ZB puanı benzeri toplam test puanları üretir.
Günümüzde kullanılan grup testlerinin bazıları şunlardır. Otis-Lennon Okul yeteneği
testi (6. Basım) (Otis & Lenno, 1998), Bilişsel Yetenek testleri (2. Basım)
(Thorndike& Eagen, 1993), Bilişsel Beceriler Testi (2 Basım) (1992) (Gencer
1997).
Bireysel Zeka Testleri: Okul Öncesi çocuklar eya 6 ila 8 yaş arsındaki
öğrenciler gibi belirli bir yaş grubu için geliştirilen bireysel testler olduğu
gibi, erken çocukluk döneminden yetişkinler seviyesine kadar bütün yaş grupları
için uygun olanları da vardır. Her bir alt test aynı beceri veya yeteneği
ölçümleyen maddeleri kapsar ve bu test maddeleri güçlük derecelerine göre
dizilir (Gencer. 1997)
Günümüzde en yaygın olarak kullanılan bireysel zeka testleri: Stanford- Binet
ve WISC-R'dır (Reviseed Weschler Intelligent Scale for Children). Bu testlerin,
diğer testlerine göre geçerlik ve güvenirlikleri daha yüksektir Her iki testte
de sözel ve yapım (performans) soru maddeleri yer almaktadır. Ancak WISC-R'da,
yapma ilişkin soru maddeleri daha fazladır. Testlerde sorulara verilen
yanıtların doğruluğuna göre zeka yaşı hesaplanmaktadır. Daha sonra formül
uygulanarak, zeka bölümü bulunmaktadır (Eripek, 1997),
Stanford- Binet Zeka Ölçeği : Stanford- Binet Zeka Ölçeği 2 yaşından, ileri
yetişkinlik yaşma değin uzanan yaş düzeylerini temsil eden soru maddelerinden
oluşmaktadır. 2 ve 5 yaşları arasında yaş düzeyleri 6 aylık dilimlere
ayrılmıştır (2 2. 6 yaş, 3 yaş, 3" 6 yaş gibi). Orta ve ileri yetişkinlik
yaşları dışında her yaş düzeyinde 1 '1 yedek olmak üzere toplam 7 soru maddesi
bulunmaktadır. Orta ve ileri yaş düzeylerindeki toplam soru maddesi ise 9 olmaktadır.
Her yaş grubunda yer alan soru maddeleri o yaş grubundaki çocukların yaklaşık
yarısının yapabileceği zorluk düzeyindedir Dolayısıyla sorular bir Önceki yaş
grubundaki çocukların büyük bir bölümüne zor gelirken, bir sonraki yaş
grubundaki çocuklara kolay gelmektedir,
Ölçekte yer alan soru maddeleriyle temelde bireyin hatırlama. algılama, bilgi,
sözlü yetenek ve mantıklı düşünebilme özellikleri ölçülmeye çalışılmaktadır
(MacMillan" 1982). Başlangıçta el becerileri ve resimli araçların
kullanımını içeren somut soru maddeleri düzeyleri ilerledikçe yerini giderek
sözel ağırlıklı soyut nitelikte soru maddelerine bırakmaktadır.
Thorndike ve arkadaşları Stanford-Binet IV ölçeğinin başlıca amaçlarını şöyle
sıralamışlardır.
• Zihinsel engelli öğrencilerle belirli bir öğrenme güçlüğü olan öğrencileri
ayırmaya yardım.
• Eğitimci ve psikologların, bazı çocukların niçin okulda öğrenmede güçlük
çektiklerini anlamalarına yardım.
• Üstün öğrencilerin tanılanmalarına yardım.
• İki yaşından yetişkinliğe bireylerin bilişsel becerilerinin gelişimini
inceleme (Thomdike. l986).
Weshler Zeka Ölçekleri: İlk Wechsler Zeka Ölçeği 1939 yetişkinler için
hazırlanmıştır Kısaca W-B (Wechsler-Bellevue) olarak adlandırılan bu ölçek 1955
yılında yenilenmiş ve adı WAIS (Wixhsler Yetişkinler Zeka Ölçeği) olarak
değiştirilmiştir. 1949 yılında 6-16. 11 yaşlarındaki çocuklar için WISC’i
Wechsler Çocuklar için Zeka Ölçeği) hazırlamıştır. Bu ölçek 1974 yılında gözden
geçirilmiş ve standardizasyonu yapılmış böylece WISC- R ortaya çıkmıştır. Wechsler
daha sonra 4-6ı/2 yaşlarındaki okul öncesi çocuklar için WPPSI'i (Weehsler Okul
Öncesi çocuklar İçin Zeka Ölçeği) hazırlamıştır.
Wechsler ölçeklerinin hedeflediği yaş grupları birbirlerinden farklı olmakla
birlikte her üç ölçekte de Sözel ve Yapım bölümlen bulunmaktadır. Her iki
bölümde birbirlerinden farklı alt bölüm ya da ölçeklerden oluşmaktadır. Sözel
bölümdeki alt ölçekler: genel bilgi, kavrama. sayı tekrarı, aritmetik,
benzerlikler ve sözcük dağarcığı, Yapım bölümündeki alt ölçekler: resimleri
tamamlama, blokları desenleme, resimleri düzenleme, nesneleri birleştirme ve
sayı sembolleri kodlama olarak sıralanmaktadır.
Wechslerin getirdiği yeni sistemin en önemli yararı, çocuğun yerini kendi
yaşıtları içerisinde görebilmek ve zaman içerisinde bazı karşılaştırmalara
gidcbi1rnektir (Eripek, 1996).
Zeka testleri, özellikle zihinsel yetersizliğin tamlanmasında bir araç olarak
kullanılmaya başlandıktan sonra çeşitli eleştirilere hedef olmuştur. Bu
eleştiriler, doğrudan testlere, uygulayıcılara ve testlerin uygulanma
süreçlerine yöneliktir. Testler bir çocuğu etkileyen kültürel sosyal ve
ekonomik değişkenleri göz önünde bulundurmaktan uzak, geçerlik ve
güvenirliklerinin düşük olması. test ortamının yeterince uygun olmaması,
uygulayıcının deneyimi gibi pek çok faktörden etkilenerek gerçek sonucu
vermeyebilir. Bu nedenle daha önce zihin engeli tanımında da yer aldığı gibi
uyum beceri alanlarında da bireyin değerlendirilmesi gerekmektedir (Vuran,
2002).
Uyumsal Davranışların Değerlendirilmesi
Son yıllarda özellikle AAMR'in yaptığı tanımlarda uyumsal davranışlara yer
verilmesi nedeniyle, bu davranışların ölçümüne verilen önem artmıştır. Uyumsal
davranışların ölçümü birçok yönden zekanın ölçümünden farklılıklar
göstermektedir. Birincisi uyumsal davranışların ölçümü ile bireyin halihazırda
bulunduğu davranışların bir ölçütü sağlanmak istenmektedir. Zeka testlerinde
ise bireyin en üst performansı tahmin edilmeye çalışılmaktadır. ikinci olarak,
uyumsal davranış ölçekleri belirli sayıda farklı günlük yaşam alanlarında
yoğunlaşırken zeka testleri genellikle üst düzeyde usavurma yetenekleri
üzerinde yoğunlaşmaktadır. Üçüncü olarak, zeka testleri önemli ölçüde kontrol
edilmiş ortamlarda uygulanırken, uyumsal davranışlara ilişkin bilgiler
genellikle bireyi yakınen tanıyan üçüncü kişi ya da kişilerle yapılan yarı
yapılandırılmış görüşmeler yoluyla sağlanmaktadır (Smith Ittenbach ve Patton,
1998).
Uyumsal Beceri Alanları
İletişim: Sözlü ve yazılı semboller, işaret dili, yüz ifadeleri, vücut
hareketleri ve jestler gibi davranışlarla bilgiyi ifade etme ve anlama
becerilerini kapsar.
Özbakım: Yeme, giyinme, kişisel bakım, tuvalet ve kişisel sağlık becerilerini
kapsar.
Ev Yaşamı: Ev temizliği giysi bakımı, yiyecek hazırlama, alışveriş için liste
hazırlama, ev güvenliği (gaz vanalarının kapalı olduğunun kontrolü)
becerilerini kapsar.
Sosyal Beceriler: Arkadaşlık kurma, hoşnutluk belirtme, gülümseme, selamlaşma
gibi uygun davranışları, öfke nöbetleri, kıskançlık gibi uygun olmayan
davranışları kapsar.
Toplum Kaynaklarını Kullanma: Toplu taşıma araçları ile ulaşım, alışveriş, kısa
seyahatler gibi toplumsal kaynakların uygun şekilde kullanımını içerir.
Kendini Yönlendirme: Bir planı izleme ve öğrenmeyle ilgili seçenekleri
oluşturma. kişisel ilgilerini sürdürebileceği uygun etkiliklere katılma,
başladığı işi bitirme, gerektiğinde yardım isteme, problem çözme gibi alanları
içerir.
Sağlık ve Güvenlik: Kişisel sağlığını sürdürmek için uygun bir yeme düzenini ve
biçimini belirleme ve sürdürme, hastalıklardan korunma. ilk yardım. kurallara ve
yasalara uyma becerilerini kapsar.
İşlevsel Akademi Beceriler: Okulda öğrenme ile ilişkili bilişsel yetenek ve
becerileri kapsar, (okuma, yazma, matematik, hayat bilgisi, coğrafya ve sosyal
etkinlikler gibi)
Serbest Zaman: Etkinlikleri seçme ve başlama. yalnız ve başkaları ile birlikte
ev ve toplumsal etkinlikleri kullanma ve katılma becerilerini kapsar.
İş: Sahip olduğu işle ilgili becerileri ya da gönüllü etkinliklere katılmayı
kapsar.
Uyum beceri alanlarında bireyin gösterdiği performansı belirlemek için, uyum
beceri ölçekleri kullanılmaktadır. Bunlardan bazıları doğrudan bireyin
kendisini gözleyerek, bazıları da bireyle doğrudan ilişkili kişilerle yapılan
görüşmelere dayalı olarak kullanılmaktadır.
Uyum beceri Ölçekleri, kullanım amaçları yönünden bakıldığında ya genel uyum
becerilerini Ölçmeyi ya da bireyin yeterliklerini belirli alanlarda derinliğine
değerlendirmeyi hedeflemektedir. Genel uyum becerilerini Ölçen ölçeklerin
birinci derecedeki işlevi zihinsel yetersizliğin tanılanmasına yöneliktir. Bireyin
yeterliklerini belirli alanlarda derinliğine değerlendirmeyi hedefleyen
Ölçeklerin amacı ise tanılama ya da sınıflandırmadan çok bireyin
gereksinimlerine uygun program hazırlamaktır.
Bu alanda çalışanların uygun ölçeklerin seçiminde aracın;
• hangi grup ya da gruplar için hazırlanmış olduğunu.
• işlevsel amaçlarının ne olduğunu.
• hangi uyum becerilerini kapsadığını,
• uygulanacak ölçü aracının değerlendirilen bireyin aynı yaş grubundaki
toplumsal çevresine ilişkin normları içerip içermediğini göz önünde
bulundurması gerekmektedir (Vuran, 2002).
Çocuğun zihin engelliği ölçütlerini karşıladığı belirlendikten sonra uygun
eğitim yaşantılarına karar vermek için, ekipteki herkes kendi uzmanlık alanı
ile ilgili olan alanlarda çocuğu değerlendirir. Okul psikoloğu ve sınıf
öğretmeni uygun psikolojik, eğitsel ve davranışsal değerlendirme araçlarını
seçer. Daha sonra çocuğun eğitim ortamlarındaki performansını gözler. Çocuğun
ailesi ve çocuğun gelişimi ile ilgili ekip üyeleriyle görüşmeler yapar. Aile
daha çok çocuğun okul dışındaki ortamlarda sergilediği performansa
fizyoterapist, uğraşı terapisti, beden eğitimi öğretmeni motor gelişimine,
konuşma terapisti iletişim becerilerine, okul hemşiresi ise çocuğun sağlığına
düzenli kullandığı ilaçlar ilişkin bilgileri sağlayabilir. Sosyal çalışmacı ise
ev ortamından uygun bilgileri toplayabilir Ekipteki herkes görev ve
sorumluluklarını titizlikle yerine getirdiğinde ve ekip üyeleri arasında
gereken iletişim sağlandığında çocuğun gereksinimlerine uygun eğitim ortamı ve
program sağlamak mümkün olacaktır.
Değerlendirmede Göz Önünde Bulundurulacak Hususlar
AAMR'nin 1992 Yönergesi'nde değerlendirmede göz önünde bulundurulması gereken
hususlar şöyle sıralanmaktadır:
• Bireyin değerlendirmeye alınması için ciddi nedenler olmalıdır. Her öğrenme
ve davranış problemi gösteren çocuk değerlendirmeye konu yapılmamalıdır.
• Çocuğun ailesi değerlendirmeye izin vermeli ve değerlendirmenin devamında
yapılacak herhangi bir belirleme, herhangi bir yerleştirme ve eğitim programı
kararına katılma ve itirazda bulunma hakkına sahip olmalıdır.
• Değerlendirme işlemleri yalnızca yeterli niteliklere sahip, sertifikalı ya da
belgeli meslek mensupları tarafından yapılmalıdır.
• Değerlendirme işlemleri görme, işitme, sağlık ya da harekette belirli bozukluğu
olanlar dikkate alınarak gerekli düzenlemelere gidilmeli ve standardize edilmiş
bazı testler üzerinde değişikliklere gidilerek geçmişi, kültürü ya da dili
genel nüfustan farklılık gösterenlere uygun hale getirilmelidir.
• Bireyin işitme, sağlık ya da diğer problemleri olduğundan kuşkulanıldığında
uzman görüşüne başvurulmalıdır. Böylece değerlendirmede olası bir yanlışlık
önlemiş olur.
• Sonuç ve öneriler, bireyi yakından tanıyan insanlarla yapılan görüşmelerden
ve bireyin davranışlarının gözlenmesinden elde edilen tüm bilgiler esas
alınarak yapılmalıdır. Tanılama çok boyutlu olmalı, ZB gibi tek bir etmene
dayalı olmamalıdır.
• Önceki kararları doğrulamak ya da düzeltmek, bireyin gelişiminde uygulanan
programın değiştirilmesini gerekli kılabilecek iniş çıkışları göz önünde
bulundurabilmek için belirli aralıklarla yeniden değerlendirmeler yapılmalıdır.
• Bireyler değerlendirme işlemlerini reddetme haklarını kullanabilmeli,
dolayısıyla kendilerini tanılama sürecinden ve/ya da öngörülen hizmetlerden
uzak tutulabilmelidirler.
Zeka testlerine ve uyumsal davranış ölçeklerine, özellikle zeka testlerine
yöneltilen eleştirilerin büyük bir bölümü bunların yapısından çok uygun
kullanımlarına ilişkindir. Bu yönüyle zeka ve uyumsal davranışları ölçen
araçlardan elde edilen verilerin tüm değerlendirme sürecinin yalnızca bir
bölümünü oluşturduğunun bilinmesi önemli olmaktadır. Bu noktada ekip yaklaşımı
içerisinde profesyonel yargıya gereksinim duyulmaktadır.