BÜTÜN KONULAR
Üyelik Girişi
Site Haritası
Seminer Takvimi
YALNIZLIK ÜLKESİ

Sosyo-Kültürel Etkiler

KAREN HORNEY

(Sosyo-Kültürel Etkiler)

 

  Karen Horney, psikanalizde ilk kadın psikologdur. Horney, çevresel etkenlerin kişilik gelişiminde önemli olduğunu söyler. Libido ve içgüdü kavramlarını reddeder. Ona göre insanlardaki temel eğilimler güven ve doyum arzularıdır. Bu arzular ve sosyal ilişki örnekleri kişiliği şekillendirir. Horney, nevrotik karakter oluştuğunda sosyo-kültürel etkinliklere dikkat çekmiştir. Horney’e göre temel anksiyete, bütün nevrotik belirtilerin esas kaynağıdır. Bunun oluşumunda bireyler arası ilişkiler esas rolü oynar. Düşman bir dünya içinde yardımsız ve olma hissi temel anksiyeteyi doğurur. Temel anksiyete, kişilik bütünlüğü üzerinde sürekli yaygın etkisi olan kronik bir haldir. Horney’e göre temel sıkıntıya karşı şu savunma mekanizmaları oluşur:

a. Sevgi b. Teslimiyet C. Kudret d. İçine dönme

  Sevgi ve teslimiyet kişiyi, insanlara olumlu, yapıcı bir şekilde; kudret ise güç arzusuyla olumsuz ve düşmanca yaklaştırır. İçine dönme kişiyi insanlardan, toplumdan uzaklaştıracaktır. Herkes sevgiye muhtaçtır. İnsan kendini güvende hissederse, sevgi ihtiyacını grubu içinde dostları arasında karşılıklı eşitlik çerçevesinde doyurur. Güvensizlik hisseden kişi ise, aşırı aşk ve sevgi ihtiyaçlarında, hiçbir fark gözetmez. Etrafındaki ilişkilerinde ön planda olmayı ister.

  Güvensiz olanlarda, güç ve prestij isteği patolojik bir hal alır. Diğer bir özellik de başkalarını ezme eğilimidir. Bugünkü kültürün gerçeği olarak ortaya çıkan bu eğilim, patolojik sınıra yakın sadistlik, saldırgan davranışa yol açar. Horney’e göre nevrotikler, katı hareketleri esnek olmamaları, kendi potansiyelleri ve davranışları arasında çelişkili olan kimselerdir. İzolasyon korkuları vardır. Kendilerini terkedilmiş ve tehlike içinde hissederler. Kendilerine inançları yoktur.

 

Bu anksiyeteden korunma çabaları şöyle sıralanabilir:

1. Sevgi kazanarak (sevgi)

2. Baş eğerek (teslimiyet)

3. Güçlü olarak (kudret)

4. İnsanlardan kaçarak (içedönük)

5. Sömürücü-alıcı kişilik kazanarak

6. Popüler olma çabasına girerek

7. Olduğu gibi değil, istediği gibi görünerek (benliğinden uzaklaşarak)

8. Herkesten daha iyi olmaya çabalayan

9. Bağımsızlığı ve öz yeterliliğe yönelerek

10. Yanlış yapma korkusu içinde kusurlu yönlerini örtme çabasına

girerek.

  Horney’e göre anksiyeteyi yaratan şartları kaldırırsak tedavi başarılı olabilir. Tedavi aşamaları:

• Üç temel yolda giden bilinçdışı amaçlarını anlayabilmek (insanlara doğru yönelen, saldırgan olarak güçlü olmaya çalışan, kendini insanlardan çekerek)

• Çatışmanın nasıl olduğunu hastanın bilincine getirmek

• Transferans, rezistans (direnç, hastanın terapisi) ve serbest çağrışım yöntemlerini kullanarak kişiye nasıl olduğunu anlatmak ve çözüme varmasını sağlatmak.

 

 Horney kadın ve erkek arasındaki farklılığın, cinsel organ farklılığından ileri gelmediğini söyler. Freud’un ve Adler’in kadını aşağılayan tutumlarına karşı çıkar. Ona göre Odipal çatışma babaerkil toplumlarda görülür, anaerkil toplumlarda görülmez. Bu da erkek cinsine imrenme özelliği olmadığını, erkeğin gücüne imrenmenin olduğunun kanıtıdır. Bu gücü ona toplum verir. Yanlış eğitim çocuğu sorunlu kılar. Saldırganlık doğuştan değildir. Saldırganlık, güvenlik duygusunu sürdürmek için oluşturulan bir savunma mekanizmasıdır.

 

 Freud’un Genital Dönem Karakteri :

 Uyarımı boşaltabilme, reaksiyon formasyonları sonlandırırken (tersine tepki oluşturma mekanizması) yüceltme (süblimasyon) mekanizmasını kullanmayı arttırır. Duygular artık bastırılamaz, ego tarafından kullanılır. Bilinçdışı suçluluk duyguları ve oidipus kompleksi azalır. Freud, anal dönemle fallik dönem arasında bir dönem daha tanımlamış ve bu döneme üretial dönem adını vermiştir. Bu dönemde fissaksiyonlar, üretial oluşumuna neden olur. Üretial karakter yarışmacılık, hem cinsellik hem de başarı ile ilgili konularda vardır. Sürekli çevresindeki insanlarla rekabet içindedir.

 Parataksik Distortion:Sullivan

 Bir kişiye karşı, geçmişteki başka kişilerle o kişiyi özdeşleştirmekten dolayı ya da çarpık değerlendirmelerden ya da fantezilerden dolayı yanlış değerlendirmeler yapma ve buna uygun tutum göstermedir (Bu kavram Freud’un transferansına benziyor). Parataksik distortion’u önlemek için kişinin kendi duygu ve düşüncelerini başkalarınınkiyle değerlendirmesi gerekir. Buna concensual validation denir. Bu, tutumun geçerliliğini test etmedir. Örnek, bir kişi nefret ediyorsa buna concensual validation denir. Sullivan’da temel olan şeyler: Bebek ile anne baba arasındaki iletişimsel süreçler üzerinde durmuştur.

  Bireyin sosyal bir fenomen olana kadar geçirdiği dinamik evreler üzerinde durmuştur. Hasta terapist ilişkisi üzerinde durmuştur. Terapistin rolünü katılım gösteren bir gözlemci olarak yeniden tanımlamıştır.

 

 

 

Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam38
Toplam Ziyaret66190932
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.222232.3513
Euro35.110935.2516
Hava Durumu
Saat