BÜTÜN KONULAR
Üyelik Girişi
Site Haritası
Seminer Takvimi
YALNIZLIK ÜLKESİ

Otistik bireylerde cinsel eğitim:

Cinsel kimliğini tanıma Cinselliğin fizyolojik yönü Cinselliğin psikolojik yönü Otistik bireyin ergenlik dönemine yönelik yurt dışındaki uygulamalar Otistik bireylerin cinsel eğilimleri Otistik bireylerde sorunlar ve cinsel eğitim a-Bireye yönelik eğitim b-Kurumsal eğitim

c-Aileye yönelik eğitim d-Yakın çevreye yönelik eğitim Otistik bireylere yönelik cinsel istismar 
Otistik çocuklar eğitim projesi 3-15 yaş arası bireylere yönelik hazırlanmış olmasından dolayı bu bireylerin cinsel sorunları ve çözümleri ile ilgili herhangi bir çalışmayı kapsamamaktadır. Kurumsal olarak uygulamada otistik bireylerin cinsel sorunları ile ilgili sık sık problemlerle karşılaşıldığından dolayı, bu dönemlere yönelik çalışmalara ihtiyaç duyulmuştur.
Grup olarak yaptığımız araştırmalarda otistiklerin cinsel sorunlarına yönelik herhangi bir çalışmaya rastlanmamıştır. Sadece zihinsel engellilere yönelik bazı ön çalışmalar mevcuttur.
Otizm henüz yeni bir alan olması sebebiyle yurt içinde ve dışındaki çalışmalar cinsellikten ziyade bireye sosyal, akademik ve psikolojik beceriler kazandırmaya yöneliktir.



Bu nedenle otistik bireylerin ön ergenlik ve ergenlik dönemine yönelik yapılacak çalışmaların velilerden alınan bilgiler ve uygulamada edinilen verilerle gerçekleşebileceği şu aşamada tek yol gözükmektedir.

Otistik çocuklar eğitim merkezinde bu amaca yönelik bir komisyon kurulmuş olup, bu komisyon 20 Kasım 2001 ile 25 Temmuz 2002 tarihleri arasında, OÇEM çalışma grubunun İzmir'de tespit etmiş olduğu yetişkin 80 otistik bireye ve ailelerine yönelik gözlemler yapmış, veriler toplanarak bu raporun alt yapısı oluşturulmuştur.



Komisyonda toplanan verilere dayanılarak edinilen bilgilerden otistik bireylerin cinsel gelişim evrelerinde normallerden çok farklılık gösterdiği görülmüştür. Eğitimciye ve aileye zaman zaman ciddi problemler yarattığı için konunu her yönüyle ele alınıp çözüm önerilerinin tespit edilmesine gerek duyulmuştur.
OTİSTİK BİREYLERİN CİNSELLİĞİ: Otistik çocuğun cinsel gelişiminde önemli bir farklılık yoktur. Onlarda da biyolojik saat yaşıtlarına oranla belki farklı işliyordur ama vardır. Cinsel eğitimded de diğer eğitim alanlarında olduğu gibi fark geç ve güç öğrenmelerinden algılama, muhakeme ve kavrama becerilerindeki yavaşlıktan kaynaklanmaktadır.

Tüm insanlar biyolojik özellikleri gereği seksüel dürtüye sahiptir. Seksüel davranışlar toplum tarafından en çok baskı altına alınıp, sınırlandırılan davranışlardandır. Konu böyle bir bakış açısı ile ele alınınca bu alandaki eğitiminde zorlu ve hala sakıncalı görülen uzun bir yol olduğu kendiliğinden ortaya çıkacaktır.
Dünya literatürüne baktığımızda, henüz normal çocukların cinsel eğitimi konusunda bile esaslı bir program olmadığını görmekteyiz. Pek çok aile ve eğitimci otizmi yaşayan çocukların öz bakım alışkanlıkları ve akademik eğitim düzeyi hakkında doğru bilgilere sahiptir. Ancak çocuğun cinsel konulardaki bilgi düzeyi hakkında az şey söylenebilir.
Normal çocuk TV, ailenin gözlemesi, arkadaşları ile konuşarak, cinsel deneyim ve sorunlarını tartışarak, okuyarak öğrenebilecektir. Otistik çocuk bunlardan yoksun olduğu gibi ailenin belli bazı endişeleri nedeni ile daha fazla baskı kontrol yolu ile kendi kabuğuna çekilecek, sorun sadece bir süre için askıya alınacak, ardından daha şiddetlenerek tekrar ortaya çıkacaktır.

Otistik çocukların eğitiminde tüm dünyada tartışılan önemli bir konu da entegrasyon ve normalleştirmedir. Normalleştirmenin temeldeki en zor ve ciddi sorunu da seksüel davranış alanıdır. Psikoseksüel gelişme tanımlanması oldukça karmaşık bir durumdur. İnsanın gelişme süreci, bebeklikten çocukluğa, çocukluktan yetişkinliğe tehlikelerle doludur. İşte problem gerek normal çocukta, gerekse otistik bireyde bu noktada iyice ortaya çıkmakta ve cinsel eğitimin gerekliliğini kaçınılmaz kılmaktadır. 


OTİZM VE CİNSELLİK Cinsellik biyolojik bir olay, tıpkı açlık ve susuzluk gibi doğal bir dürtüdür. Yaşamak için nasıl yemek yemek ve su içmek zorundaysak cinsel doyuma da gerek duyarız. Yemenin ve içmenin yarattığı doyum, açlık ve susuzluk uyarısını giderdiği içindir. 



Doyum duygusunu, uyarının azalması yaratır. Cinsel aktivitemiz ise uyarı azalmasından çok bir uyarı arama davranışıdır. Cinsel gerilimi ve heyecanı ararız,cinsel uyarılara neden olan durumlar yaratırız.
Otistklerin cinselliğe ilgi duydukları çok sayıda erişkin otistik üzerinde araştırma yapılarak belirlenmiştir. Otistiklerin cinsellik deneyimleri sınırlıdır. Bu deneyimler mastürbasyon, öpme ve kucaklaşma v.b.gibidir.
Otistikler genel olarak cinsel organlarına dokunurlar. Bir kısmı herkesin önünde mastürbasyon yapar. %20'ye yakın bir kısmı da karşı cinse uygunsuz bir şekilde dokunur. Bazıları da karşı cinsin cinsel organına dokunma ve ilişki kurma eğilimindedir. El tutma, kucaklama, öpme bunların içindedir. Konuşma yetisi gelişmiş otistiklerde mastürbasyondan zevk alma daha belirgindir. Mastürbasyon stereotipik hareketleri olan çocuklarda daha sık görülür. 
OTİZM VE CİNSELLİK İLE İLGİLİ YURT DIŞINDAKİ UYGULAMALAR
Komisyonumuz tarafından otizm ve cinsellik ile ilgili yurt dışında yapılan uygulamaların neler olduğuna dair çeşitli bilgilere ulaşılmıştır. 


ABD ve Avrupa'daki yetişkin otistiklere yönelik resmi ve özel kurumlardan edindiğimiz bilgilerin ışığında bu tür bireylerin cinsel sorunları ve çözümleri noktasında onlara kesinlikle normal bir bireymiş gibi yaklaşıldığı, bu dürtü ve eğilimlerini bastırmaya ve yok saymaya yönelik her hangi bir girişimin olmadığını gördük. Otistik bireylerin de normal bireyler gibi cinsel aktiviteden doğan yaşamsal hazzı ve mutluluğu alabilmeleri için her türlü psikolojik ve fiziksel ortamın hazırlandığını öğrenmiş bulunuyoruz. Hatta bu bireylere yönelikcinsel anlamda hiç bir toplumsal normun veya dini kuralların sınırlayıcı özelliklerini kabul etmeyip kurumsal ve bireysel anlamda mutluluğu ve hazzı ön plana çıkaracak düzenlemeler yapıldığını da gördük.
Uluslararası standartlarda otistik bireylerin cinsel eğitim ve ihtiyaçlarına yönelik 3 görüşün öne çıktığı ve bu üç görüşe yönelik uygulamalar olduğunu anlamış bulunmaktayız. Ergenlik dönemini yaşayan otistiklere cinsel ihtiyaçlarının oluştuğu dönemlere yönelik, cinsellik hormonu salgılama düzeyini düşüren ve belli aralıklarla tatbik edilen ilaç uygulamasıdır. Bu yöntemin cinsel problemleri önlemek açısından etkili olduğu fakat cinsellik hormonlarının bireye kazandırdığı heyecan, macera ve aktiviteyi büyük oranda düşürdüğü, son derece mutlu, neşeli, aktif olan otistik bireylerin bu özelliklerini kaybedip, mutsuz ve depresif bireyler haline dönüştüğü gözlenmiştir. Ülkemizde b uygulamanın resmi olmamakla birlikte, yetişkin zihinsel engellilere yönelik eğitim veren bazı kurumlarda uygulandığı kurum idarecilerince belirtilmiştir. Yukarıda saydığımız olumsuz etkiler zihinsel engellilerde de yaşanmaktadır. Eğitimde temel hedefin bireyin mutluluğuna yönelik ve insani yöntemlerle olması gerektiğine olan inancımız gereği, komisyonumuzca bu yöntemin hiçbir otistik çocuğa uygulanmamsı gerektiğine inanıyoruz. Cinsel ihtiyaçların otistik bireylerde de normal bireylerde olduğu gibi giderilmesi gerektiğine dair bir görüş olduğu bilinmektedir. Bu görüşün ana savunucularından olan Almanya'daki kurumlarda otistik bireylerin ailelerinin de onayı alınarak ve doğum kontrol yöntemleri uygulanarak karşı cins otistik ya da normal bireylerle kurum içersinde veya önceden belirlenen mekanlarda kontollu olarak bu fizyolojik ihtiyacın giderilmesi yolu benimsenmiştir. Böyle bir pratiğin sonucu olarak otistik bireylerin doğum kontrolü konusu karşımıza çıkmaktadır. 
Doğum kontrolü yöntemleri kendi arasında çeşitlilik göstermektedir. Bu yöntemlerden birisi olan hormonal yöntemler (Oral kontraseptifler-doğum kontrol hapları-aylık iğne-Mesigyna-3 aylık iğne-Depo Provera-Norplant denilen cilt altı çubukları) seçildiği takdirde, normal bireylerde de sıkça görülen depresif duygu değişimlerinin otistik bireylerde de görülebileceği göz önüne alınmalıdır. (Normal bireylerde görülen ve hormonal dalgalanmaya, B6 vitamini ve Magnezyum minerali eksikliklerine bağlı olduğu düşünülen bu tür ılımlı depresyonda multivitamin (Supradyn Megadyn gibi) takviyesi yararlı olmaktadır. Hormonal yöntemlerin kullanılmaya devam edilmesi ile ilerideki aylarda bireyin yönteme uyumu ve yan etkilerin azalması gözlenmektedir. Otistik bireylerde epilepsi (Sara) hastalığının toplumun diğer bireylerine göre daha sık görüldüğünü bilmekteyiz. Epilepsi tedavisinde sıklıkla kullanılan bazı ilaçların, hormonal aile planlaması yöntemleriyle etkileştikleri ve aile planlaması yönteminin güvenilirliğini azalttıkları uzmanlar tarafından dile getirilmiştir. Otistik bireylerde aile planlamasının toplumun diğer bireylere göre daha duyarlı olunması gereken bir konu olduğu açıktır. Otistik birey için hormonal olmayan bir aile planlaması yöntemi (Spiral-Rahim İçi Araç gibi) daha uygun olabilir. Bu yöntemin bütün otizmle ilgilenen bilim adamları, eğitimciler ve aileler tarafından en insani ve olması gereken bir yöntem olduğu benimsenmiştir. Ailelerin, eğitimcilerin, bilim adamlarının yaşadıkları toplumun normları ve dini değerlerinin daha baskın geldiği, uygulamada ülkeler, iller, mahalleler ve hatta ailelere göre şekillendiğini görmekteyiz.
ABD'de pek çok eyalette sterilizasyon (kısırlaştırma) yaygındır. Tartışması da halen sürmektedir. Bu cerrahi müdahele+eğitim ya da eğitim+doğum kontrol yöntemleri uygulanarak pek çok otistik bireyin cinselliğini normal bireyler gibi yaşadığı yaptığımız araştırmalar sonucunda ortaya çıkmıştır.


Bu tür uygulamaların toplum normları göz önüne alındığında çok da hoş karşılanmayacağı görüşündeyiz. Bununla beraber hem otistik bireyi eğitecek hem de norm dışına taşmayacak bir program ihtiyacı içindeyiz. Bu tür çalışmaların Türkiye'de henüz bilimsel sonuç verecek yere geldiği söylenemez. Bu durumda uygulamada Avrupa ve ABD gibi gelişmiş ülkelerden olduğunca yararlanmak durumundayız. 
Ülkemizde bu görüşü sesli olarak dile getirme noktasında, toplumsal değerlerimizin ve dini inançlarımızın bir engel olarak önümüze çıktığını hiçbir ailenin otistik çocuğuna (özellikle kız çocuğuna sahip) uygulamak istemediğini görmekteyiz. Sadece sosyo-ekonomik düzeyi yüksek bazı ailelerde (özellikle erkek otistik çocuğa sahip) tele-kız ve benzeri hayat kadınlarının yüksek ücretler karşılığında evlere getirtilip bu yöntemi uyguladıkları özel beyanlarından anlaşılmaktadır.

Yine Avrupa ve ABD gibi birçok gelişmiş ülkede cinsel ihtiyaçların doğal yollarla giderilme süreçlerinden biri olan mastürbasyon yönteminin uygulandığını görmekteyiz. Bu yöntemi benimseyen ve uygulayan ülkelerdeki sistemi incelediğimizde sistemin 2 unsurdan oluştuğunu, birinin ailenin yapacağı düzenleme ve hazırlıklar, diğerinin kurumun yapacağı düzenleme ve hazırlıklar olduğunu görmekteyiz. Kurumsal düzenlemelerde otistik bireylere 1'nci aşama olarak mastürbasyon yapma yöntemlerinin ve şeklinin öğretilmesi, 2'nci aşama olarak da öğrendiği bu yöntemleri uygulayabileceği kurum içinde özel (figürlerle, resimlerle, karşı cins maketlerle v.b.) uyarıcılarla donatılmış özel mastübasyon odalarının düzenlenmesi yapılmaktadır. Bu uygulama kurumlarda 2 farklı cins için, 2 özel oda şeklinde düzenlenmektedir. Ve yine aynı çalışmaya ailelerin de yaşadıkları mekanda devam edilmesi tavsiye edilmektedir. Otistik bireylerin cinsel olarak uyarıldıkları ve bu konu ile ilgili ihtiyaç hissettikleri zaman, eğitimci ve aile tarafından kontrollü bir şekilde ilgili odalarda cinsel ihtiyaç giderilmesine yönelik çalışmaların yapıldığını görmekteyiz. Bu yöntemlerle ilgili olarak otistiklerde cinsellik ile ilgili araştırma yapan komisyonumuz, ülkemizde bu yöntemin kurumsal anlamda yasal olarak uygulanmasının mümkün olmadığını bilmektedir. Fakat konunun bir rapor halinde Özel Eğitim Genel Müdürlüğü'ne iletilip, ülkemiz normlarında da bu yöntemin uygulanmasının aileler ve eğitimciler açısından hiçbir sakıncasının olmadığı son derece insani, medeni ve uygulanması gereken bir yöntem olduğuna inanmaktayız. Bu yöntemin resmi olmasa bile bir çok kurumda fiili olarak uygulandığını yine kurum yöneticileri ve eğitimcilerle yaptığımız görüşmelerde tespit etmiş durumdayız. Otistik çocuğa sahip ve ergenlik dönemini yaşayan ailelerle yaptığımız görüşmelerde bu yöntemi bütün ailelerin uygulama taraftarı olduğunu görmekteyiz. Hatta bazılarının fiili olarak uyguladığını sadece yöntemin 2'nci aşaması olan fiziksel hazırlıkları yapamadıklarını, özel mastürbasyon odaları yerine evlerindeki banyo ve tuvaletleri kullandıkları kendi beyanlarından anlaşılmaktadır. 
OTİSTİK BİREYLERİN CİNSEL EĞİLİMLERİ:


Otistiklerin cinsel eğilimleri konusunda aileler ve eğitimcilerle yaptığımız görüşmeler sonucunda genel olrak cinsel uygulamalar konusunda çocukların otistik seviyeleri de dikkate alınarak; konuşma, sosyal ve fiziksel özellikleri doğrultusunda farklı davranışlar sergilediklerini gözlemledik. Marjinal olarak ergenlik döneminde bazı bireylerin bu dönemde cinsel figürleri hiçbir sınırlama hissetmeden karşı cinsi de ciddi anlamda aramadan sarılma, öpme, okşama gibi davranışları herkese uyguladıklarını ve büyük haz aldıklarını tespit ettik. Genel olark otistiklerde cinsel eğilim içeren davranışlar;
Mastürbasyon 
Cinsel organını gösterme 
Sarılma, öpme, koklama, okşama 
Başkalarının cinsel organına dokunma OTİSTİK ÇOCUKLARDA CİNSEL EĞİTİM VE SORUNLARI: Otistik bireylerde cinsel sorunlar
Otistik bireylerde cinsel uyarılma durumunda bireyin bu uyarıcıya karşılık nasıl davranmasını bilememesinden kaynaklanan öfke ve saldırganlık ve sıkıntı, depresif davranışlar sergilediği görülmektedir. Yine otistik bireylerin fizyolojik ve psikolojik olarak uyarıldıkları anlarda normal bireyler gibi tavırlar sergiliyemediklerinden (rastgele ve içgüdüsel davranışlardan olan soyunma, sarılma öpme veya açıkta mastürbasyon yapmaları) kaynaklanan baskı ve cezalara maruz kaldıkları anlaşılmaktadır. Bu davranışların toplum içinde veya bulunduğu ortamda cinsel olarak istismar edilmelerine zemin oluşturulmasından kaynaklanan sorunlar da vardır. Otistik bireylerde cinsel eğitim 
Bireye Yönelik Cinsel Eğitim 
Otistik bireye yönelik cinsel eğitimin şekillenmesinde otistiklerin cinsel dürtülerine bağlı olarak gösterdikleri davranışlardan kaynaklanan sorunların çözümüne yönelik çalışma yapılması komisyonumuzca uygun görülmektedir. Otistik bireyler için de genel bir eğitim basamaklandırılabilir. İlk olarak aileler ve eğitimciler çocuğun anlayabileceği bir dilde basamak basamak bu bilgiler doğrultusunda eğitim biyolojik ve sosyal yön olarak aynı paralelde sürdürülmelidir. 
5 duyu,iskelet ve kas sistemi, vücut organlarının düzenli çalışması gibi otistik çocuğun genel anlamda vücudunu cinsel ağırlıklı olarak tanıma çalışması yapılmalıdır. Biyolojik yönden tanımadaki genel amaç, çocuğun cinsel farklılıklar ve ayrılıklarını tanımasıdır. Buna yönelik yapılabilecek çalışmalar model alınarak, ayna kullanarak, yazılı görsel materyallerden faydalanılarak yapılabilir.


Bireydeki fiziksel ve psikolojik değişmeler; kızlarda regl dönemi, erkeklerde gece boşalmalarını algılıyabilmesidir. 
Yetişkin kadın ve erkek arasındaki fiziksel farklılıkları kavrayabilmesidir. 
Erkek ve kadın üreme organlarının işlevleri, hamilelik ve doğum, cinsel ilişkininseyri hakkında bilgi edinebilmeleridir Sosyal Yön 
Mevsimlere göre giyinme (ortama ve ihtiyaca uygun giyinme) 
Hijyenik bakım 
Ev içi ve dışı güvenlik Otistik bireylerin cinsellikle ilgili olarak, kendilerini ve başkalarını anlamakta sıkıntıları vardır. Bu sıkıntıların özünde cinsel uyarılma durumunda ne yapılması gerektiğini bilmemelerinden kaynaklanan öfke durumlarının giderilebilmesi vardır. Genel olarak ergenlik dönemini yaşayan otistik bireyler arasında yapılan gözlemlerde ereksiyon halinde iken mindere sürtünme, cinsel organını gösterme, herhengi bir insana cinsel duygularını tatmin amacı ile sarılma ve sürtünme, uyarılma anında kendini sıkma, cinsel organına parmakla basınç uygulama, soyunma vb. davranışlar gösterdikleri görülmüştür.
Otistik Bireylerin ergenlik dönemi başlangıcı ve anında yaşadığı bu sıkıntılara yönelik eğitimciler ve aile tarafından duruma uygun çeşitli yöntemler geliştirilebilir. Bu yöntemlerin başında öncelikle eğitimcinin bu davranışı tamamen, normal ve fizyolojik bir ihtiyaç olarak değerlendirebilmesidir. Bu ihtiyacın ve dürtülerin tatmini noktasında eğitimcinin bireye yönelik profesyonel yöntemleri öğretmesi gerekmektedir. Öncelikle bireyin bu davranışının gerçekleşme sebebinin biyolojik ve psikolojik açıdan ele alınması gerekir. Biyolojik yönden hormonlarla ilgili bir davranış olması müdahale şansımızı ortadan kaldırmaktadır. Psikolojik açıdan öğrencinin sınıf ve benzeri ortamlarda bireysel anlamda boş bırakılması bireyi yeni arayış ve davranışlara itmesine neden olmaktadır. Bu nedenle eğitimci öncelikle bireyi zorunlu olmadıkça eğitim aktivitelerinden uzak tutmamalı, bireyin özellikleri doğrultusunda yeni aktiviteler ve programlar üretebilmelidir.
Ön ergenlik döneminde cinsel davranışlara yönelik ana davranışlarından biri ereksiyon ve uyarım halinin süreklilik arzetmesi ve bir boşalım sağlanamamasıdır. Ön ergenlik döneminde bu davranışların gerçekleşimi anında eğitimcinin yapması gerekenler: Bireyin algısını başka alanlara kanalize etmektir. Örneğin yoğun mastürbasyon davranışında bulunan çocuğa müzikli bir çalışma yaptırılması gibi. 
Yine bu cinseldavranışların gerçekleşme anında bireysel özellikler dikkate alınarak, bireyin davranıştan aldığı haz engellenmeden bulunduğu mekanda bu davranışı gerçekleştirebileceği ortamların kontrollü olarak oluşturulmasıdır.
 
2. bölüm
 
Otistik Çocuklarda Ergenlik
Çocukluktan yetişkinliğe geçiş dönemi olarak tanımlanan ergenlik, yaşamda belki de en çok ilgi istenilen dönemdir.
Fizyolojik ve psikolojik birçok değişimin yaşandığı bu çalkantılı dönem kızlarda ortalama 12 erkeklerde ise
14 yaşında başlar. Erkeklerde kilo artışı, cinsel organlarda büyüme, cinsel organ çevresinde kıllanma, kilo ve boyda
artma gibi fizyolojik değişikliklerin yanı sıra, ciddi kimlik bocalamaları ve psikolojik sorunlarda görülebilir. Kızlarda
ise; meme gelişimi, koltuk altı ve cinsel bölgede kıllanma, adet kanaması, kilo ve boy artışı gibi fizyolojik değişiklikler
ve bunun yanı sıra birtakım ruhsal sıkıntılar olabilir. Her iki cinste de vücuttaki yağ artışından kaynaklanan sivilceler
çeşitli sıkıntılar yaşatır. Çocuk bu dönemde devamlı kendisini inceler kendindeki değişikliklerin farkına varır,
kendisini başkalarıyla kıyaslar kendisi ve ailesi ile çatışmaya girebilir (1,2,3).

Otistik Çocuk/ ergenin cinsel gelişimlerinde normal ergenlere göre hiçbir farklılık yoktur. Onlar da yaşamları-
nın getirdiği değişiklikleri yaşıtları gibi yaşamaktadırlar. Ancak bu dönemde algılama, muhakeme ve kavrama becerilerindeki yavaşlamadan dolayı farklılıklar olabilmektedir (1,3,4,5).
Normal çocuk ergenlikteki bu değişimleri televizyon izleyerek, ailesi ve arkadaşları ile konuşarak, cinsel deneyim
ve sorunları tartışarak, okuyarak öğrenebilecektir.
Otistik çocuk bunlardan yoksun olduğu gibi, ailenin belli başlı endişeleri nedeni ile daha fazla baskı ve kontrol yolu
ile kendi kabuğuna çekilecek, sorun sadece belli bir süre için askıya alınacak, ardından daha da şiddetlenerek ortaya
çıkacaktır (6,7).
İnsanın gelişme süreci bebeklikten çocukluğa, çocukluktanyetişkinliğe tehlikelerle doludur. Bu nedenle gerek
normal çocukta, gerekse otistik bireyde iyice ortaya çıkmakta ve cinsel eğitimin gerekliliğini kaçınılmaz kılmaktadır.
Bu dönemde otistik bireylerin davranışlarında kötüleşme görülebilir. Küçük yaşlarda görülen aşırı aktivite, yerini aktivite azlığına bırakabilir. Bazen de bu durumların tam tersi olabilir.
Genel olarak otistiklerde cinsel eğilim içeren davranışlar; masturbasyon, cinsel organını gösterme, sarılma, öpme,
koklama, okşama, soyunma ve başkalarının cinsel organına dokunma olarak belirtilebilir. Otistik bireylerin cinsel
deneyimleri sınırlıdır. Bu deneyimler mastürbasyon, öpme, kucaklaşma v.b gibidir. Otistikler genel olarak cinsel
organlarına dokunurlar. Bir kısmı herkesin önünde masturbasyon yapar. %20’ye yakın bir kısmı da karşı cinse
uygunsuz bir şekilde dokunur. Bazıları da karşı cinsin cinsel organına dokunma ve ilişki kurma eğilimindedirler.
El tutma, kucaklama, öpme bunların içindedir. Konuşma yetisi gelişmiş otistiklerde masturbasyondan zevk alma
daha belirgindir (5,7,8).
Otistik bireylerin cinsel uyarılma durumunda, bireyin bu uyarıcıya karşılık nasıl davranmasını bilememesinden
kaynaklanan öfke, saldırganlık, sıkıntı ve depresif davranışlar sergilediği görülmektedir.
Van Baurgondien ve arkadaşları 89 otistik birey üzerinde yaptıkları çalışmada sık görülen cinsel davranış sorununun
masturbasyon olduğunu belirtmişlerdir. Otistik bireyler fizyolojik ve psikolojik olarak uyarıldıkları anlarda normal
bireyler gibi davranış sergileyememelerinden (rastgele ve içgüdüsel davranışlardan olan soyunma, sarılma, öpme
veya masturbasyon yapmaları) kaynaklanan baskı ve cezalara maruz kalabilmektedirler (8).
Otistik bireylere yönelik cinsel eğitimin şekillenmesinde çocuğun genel anlamda vücudunu cinsel ağırlıklı olarak
tanıma çalışması yapılmalıdır. Biyolojik yönden tanımadaki genel amaç, çocuğun cinsel farklılıklar ve benzerlikleri
tanımasıdır. Buna yönelik yapılacak çalışmalar model alınarak, ayna kullanarak, yazılı görsel materyallerden
faydalanılarak yapılabilir. Buradaki amaç; kadın ve erkek arasındaki fiziksel farklılıkları kavrayabilmesi kızların regl
dönemini, erkeklerin gece boşalmalarını algılayabilmesidir.
Mevsimlere göre giyinme (ortama ve ihtiyaca yönelik giyinme), hijyenik bakım konusunda sürekli ve düzenli
olarak eğitilmelidir (4,9).
Otistik bireylerin cinsellikle ilgili olarak kendilerini ve başkalarını anlamakta sıkıntıları vardır. Bu sıkıntıların özünde
de cinsel uyarılma durumunda ne yapılması gerektiğini bilememelerinden kaynaklanan öfke durumları vardır.
Otistik bireylerin ergenlik dönemi başlangıcı ve anında yaşadığı bu sıkıntılara yönelik olarak; eğitimciler, aileler
tarafından duruma uygun çeşitli yöntemler geliştirilebilir.
Bu yöntemlerin başında öncelikle otistik bireylerle çalışan, yaşayan kişilerin bu durumu normal fizyolojik bir olay olarak değerlendirebilmesi gelmektedir (4,7).
Ön ergenlik döneminde cinsel davranışlara yönelik ana davranışlardan biri ereksiyon ve uyarılma halinin süreklilik
arz etmesi ve bir boşalım sağlanamamasıdır. Böyle durumlarda; bireyin bireysel özellikleri dikkate alınarak,
davranıştan aldığı haz engellenmeden davranışı yaptığı ortamın kontrol altına alınması gerekmektedir. Yine bireyin
algısını başka alanlara kanalize etmek gerekir. Yoğun masturbasyon davranışında bulunan çocuğa müzikli bir
çalışma yaptırılabilir (3,4).
Cinsel gereksinimi gidermeye yönelik bir yöntem olarak masturbasyon yapacağı mekan konusunda çocuğu eğiterek
cinsel doyumun sağlanması bunun için kız ve erkeklere yönelik ayrı odaların düzenlenmesi gerekmektedir.
Diğer yandan bu çocukların ergenlik döneminde karşı cinse olan arzuları, kendini ve olayı ifade edememesinden
kaynaklanan cinsel istismar önemli bir toplumsal sorundur.
Bu çocukların özellikleri ve cinsel rahatlıkları göz önüne alınarak gözlem altında olmalıdırlar. Özellikle kız çocukları
n giyimlerine dikkat edilmeli, otistiklerin cinsel istismarı na neden olabilecek cinsel içerikli figürler, oyun ve
davranışlardan da kaçınılmalıdır. Cinsel istismara maruz kalmaması için çocukların ilişkide bulundukları ortam kontrol altına alınmalıdır (3,5,7).
Sonuç olarak; otistik çocuklarda cinselliğe yönelik olarak; Cinsellikle ilgili kurumlara ve ailelere yönelik eğitim
programları hazırlanmalı, dergi, broşür ve kitap basılmalıdır.
Otistik bireylere eğitim veren kurumlarda uluslararası uygulamalar dikkate alınarak bireylerin cinsel gereksinimlerine
yönelik düzenlemeler yapılmalıdır. Bu kurumlarda cinselliğin biyolojik ve fizyolojik yönü de dikkate alınarak doktor ve hemşire bulunmalıdır. Otistik çocukların özellikleri konusunda basın yayın organları aracılığı ile toplumun bilinçlendirilmesi gerekmektedir.
Arş. Gör. Dr. Leyla Küçük, Doç. Dr. Sevim Buzlu
İstanbul Üniversitesi Florence Nightingale Hemşirelik Yüksekokulu, Psikiyatri Hemflireliği AD

Kaynaklar:
1. Yörükoğlu A. Cinsel gelişim ve cinsel eğitim. Çocuk Ruh Sağlığı.
19.Basım, 1994, 375, 231-247.
2. Öztürk O.Çocukluk çağı ruhsal sorunları ve bozuklukları. Ruh Sağlığı ve
Bozuklukları. Hekimler Yayın Birliği. Ankara,1994, 421-431.
3. Madi B. Otistiklerde ergenlik dönemi ve cinsel sorunlar I. Uluslar arası
‹zmir Özel Eğitim ve Otizm Sempozyumu; 28 Eylül-30 Eylül 2005.
4. Korkmaz B.Otizm başlıca davranış sorunları ve pratik yaklaşım. Yeni
Symposium; 2001; 39 (1); 26-34.
5. Ruble L A, Dalrymple NJ. Social / sexual awareness of persons with
autism: a parental Perspective. Arch Sex Behav;1993; Jun; 22 (3): 229- 40.
6. Konstantareas MM, Lunsky YJ. Sociosexual knowledge, experience, attitudes
and interests of individuals with autistic disorder and developmental
delay. J Autism Dev Disord;1997; Aug; 27 (4): 397-413.
7. Realmuto GM, Ruble LA.: Sexual behaviors in autism: problems of definition
and management. J Autism Dev Disord; 1999; Apr; 29 (2): 121- 127.
8. Bourgondien V, Reichle NC, Palmer A. Sexual behavior in adults with
autism. J Autism Dev Disord; 1997; Apr; 27 (2): 113-25.
9. Ousley OY, Mesibov GB.: Sexual attıdudes and knowledge of hıgh- functioning
adolescents and adults with autism. J Autism Dev Disord; 1991;
Dec; 21 (4): 471-81

 

Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi4
Bugün Toplam134
Toplam Ziyaret66191028
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.222232.3513
Euro35.110935.2516
Hava Durumu
Saat